YUNUS EMRE SEL - TRABZON / DHA
Trabzon'dan yayın yapan yerel gazeteler Ankaragücü maçında kaybedilen 2 puan sonrası maçın hakemine ateş püskürdü. Taka Gazetesi, "Trabzon'un yükselişini engellemek için Aziz Yıldırım ve ekibinin başlattığı operasyon yavaş yavaş hissedilmeye başlandı: Şimdi oldu mu Aykut" başlığını atarken, Karadeniz Gazetesi, "Halis Özkahya, göz göre göre penaltıyı vermedi: Trabzon'un penaltısı güme gitti" ve "Bu ders son olsun" başlıklarını attı. İlkhaber Gazetesi ise, "Trabzonspor'a kiralık darbe", Kuzey Ekspres Gazetesi, "Evdeki hesap çarşıya uymadı" ve Günebakış Gazetesi, "Önce güldük sonra dövündük" başlığını attı.Bu Blogda Ara
30 Ocak 2011 Pazar
Büyük bir avantaj kaybettik
Güneş yaptığı açıklamada "Bu maçta oyun olarak iyi başlamadık, tedirgin başladık. Oyunun başında hatalar yaptık. Rakibin baskılı oyunu da bizi etkiledi. Oyuncu değişikliği esnasında golü yedik. İkinci golde de hatamızla gol yedik. Daha sonra oyunda akıcılığımızı kaybettik. Maça zaman zaman asıldık ama istediğimiz oyun anlayışımız yoktu. Özellikle ilk 20 dakikada 2-0 olunca oyuna ağırlımızı koyamadık. Rakip 10 kişiyken biz hiç yoktan yere 9 kişi kaldık. Lig uzun bir maraton. Biz buraya emeğimizin karşılığı olarak geldik. Bugün de gerekli emeği veremediğimiz için burada kaybettik. Bu yarışta biz şu anda öndeyiz. Bugün kazanan biz olabilirdik ve daha öne geçebilirdik. Bu yarış devam edecek. Biz bugün kaybederek büyük bir avantaj kaybetmiş olduk." dedi.
KADIKÖY'DE GÜNEŞ TUTULMASI
Fenerbahçe, Trabzonspor'u mağlup ederek şampiyonluk yarışına heyecan getirdi. Tamam-devam maçında rakibini 2-0'la geçen sarı lacivertliler, hem puan farkını 4'e indirdi, hem de bu sezon Şenol Güneş'in takımını yenen ilk büyük oldu
Spor Toto Süper Lig'de zirve yarışı açısından büyük önem taşıyan mücadele, Fenerbahçe için tamam ya da devam anlamı taşırken, konuk Trabzonspor azantajını sürdürmek için sahadaydı. Ev sahibi ekibin kadrosunda önemli bir eksik bulunmazken, bordo mazili ekipte sakatlığı düzelen Egemen ve Onur kadrodaydı. Gloacki ise yedek kulübesindeydi.
Maça galibiyete daha öok ihtiyacı olan ev sahibi hızlı başlayan taraf oldu. Özellikle sağ kanattan rakibinin üzerine giden Fenerbahçe, ilk golü 19. dakikada buldu. Sağ kanattan kullanılan kornerde Giray'dan çok iyi kurtulan Lugano klasik gollerinden birini attı ve Şükrü Saracoğlu'nu ayağa kaldıran isim oldu. Bu pozisyondan hemen önce sakatlığı nükseden Egemen de yerini Glowacki'ye bıraktı.
Golün moraliyle baskısını artıan Fenerbahçe 4 dakika sonra farkı ikiye çıkardı. Orta sahada Emre'nin kaptığı topla başlayan atakta Mehmet Topuz'un ortasında çok iyi ayak koyan Niang farkı ikiye çıkardı.
Gollerin şokunu atlattıktan sonra Fenerbahçe kalesinde ilk tehlikeli pozisyonunu 31. dakikada Umut ile üreten Trabzonspor, bu dakikadan sonra geliştirdiği ataklarda da gole ulaşamadı ve ilk yarıyı 2-0 geride tamamladı.
İkinci yarı ise futboldan çok kartlar sahnedeydi. Özellikle 60. dakikadan sonra Bünyamin Gezer'in sürekli kartlarına başvurması sonucu, Fenerbahçe'den Selçuk Şahin ve Trabzon'dan Glowacki kırmızı kartla oyun dışında kaldı. İlk yarıda 3 kez kartına başvuran Gezer, 2. yarıda tam 10 kez kart gösterdi ve bunların 2'si kırmızıya döndü. Polonyalı Glowacki, 1 dakikada 2 kaz kart görerek oyun dışında kaldı. Uzatmalarda da Tayfun atıldı.
Kalan 20 dakikada önemli bir pozisyon ayaşanmadı ve Fenerbahçe, maçı 2-0 kazandı. Bu sezon ilk büyük maçını kazanan sarı lacivertliler 39 puana yükselip tekrar zirvede iddialı duruma gelirken, Manisaspor mağlubiyetinin ardından 2. kez shadan boynu bükük ayrılan bordo mavili ekip, 43 puanda kalarak 2. yarının başındaki büyük avantajını da yitirmiş oldu
Spor Toto Süper Lig'de zirve yarışı açısından büyük önem taşıyan mücadele, Fenerbahçe için tamam ya da devam anlamı taşırken, konuk Trabzonspor azantajını sürdürmek için sahadaydı. Ev sahibi ekibin kadrosunda önemli bir eksik bulunmazken, bordo mazili ekipte sakatlığı düzelen Egemen ve Onur kadrodaydı. Gloacki ise yedek kulübesindeydi. Maça galibiyete daha öok ihtiyacı olan ev sahibi hızlı başlayan taraf oldu. Özellikle sağ kanattan rakibinin üzerine giden Fenerbahçe, ilk golü 19. dakikada buldu. Sağ kanattan kullanılan kornerde Giray'dan çok iyi kurtulan Lugano klasik gollerinden birini attı ve Şükrü Saracoğlu'nu ayağa kaldıran isim oldu. Bu pozisyondan hemen önce sakatlığı nükseden Egemen de yerini Glowacki'ye bıraktı.
Golün moraliyle baskısını artıan Fenerbahçe 4 dakika sonra farkı ikiye çıkardı. Orta sahada Emre'nin kaptığı topla başlayan atakta Mehmet Topuz'un ortasında çok iyi ayak koyan Niang farkı ikiye çıkardı.
Gollerin şokunu atlattıktan sonra Fenerbahçe kalesinde ilk tehlikeli pozisyonunu 31. dakikada Umut ile üreten Trabzonspor, bu dakikadan sonra geliştirdiği ataklarda da gole ulaşamadı ve ilk yarıyı 2-0 geride tamamladı.
İkinci yarı ise futboldan çok kartlar sahnedeydi. Özellikle 60. dakikadan sonra Bünyamin Gezer'in sürekli kartlarına başvurması sonucu, Fenerbahçe'den Selçuk Şahin ve Trabzon'dan Glowacki kırmızı kartla oyun dışında kaldı. İlk yarıda 3 kez kartına başvuran Gezer, 2. yarıda tam 10 kez kart gösterdi ve bunların 2'si kırmızıya döndü. Polonyalı Glowacki, 1 dakikada 2 kaz kart görerek oyun dışında kaldı. Uzatmalarda da Tayfun atıldı.
Kalan 20 dakikada önemli bir pozisyon ayaşanmadı ve Fenerbahçe, maçı 2-0 kazandı. Bu sezon ilk büyük maçını kazanan sarı lacivertliler 39 puana yükselip tekrar zirvede iddialı duruma gelirken, Manisaspor mağlubiyetinin ardından 2. kez shadan boynu bükük ayrılan bordo mavili ekip, 43 puanda kalarak 2. yarının başındaki büyük avantajını da yitirmiş oldu
'Çok pasif bir takıma yenildik!'
Beşiktaş Teknik Direktörü Bernd Schuster, İstanbul Büyükşehir Belediyespor'un bugün kendilerine karşı pasif oynadığını ve hata yapmalarını beklediğini söyledi.Schuster, 2-1 kaybettikleri maç sonrası yayıncı kuruluşa yaptığı açıklamada, 'Bugün maçın başından itibaren çok pasif bir takıma karşı mücadele ettik. Bizim hatalarımızı bekleyen, bunlardan yararlanmak isteyen bir takım vardı. 20-25 dakika rakibe pozisyon vermedik. Mehmet'in atılması ve üzerine gelen birkaç negatif olaydan maçı kaybettik. Maçı kazanmamız gerekiyordu ama olmadı' diye konuştu.
Hakemin kendisini atmasıyla ilgili bir soruya Schuster, 'İlk kez atılmadım. 4. hakemin söylediği doğru değil. Hakeme küfür ettiğimizi söyledi. Ben sonuçta Türkçe kelime bilmiyorum ve bunu yapmam mümkün değil. Sanırım 4. hakem yanıldı. Yan hakeme itirazlarımız oldu ama Türkçe kelime bilmiyorum ve küfür etmedim' ifadelerini kullandı.
'Önemli olan takım olmak!
Spor Toto Süper Lig'de Beşiktaş'ı 2-1 yenen İstanbul Büyükşehir Belediyespor'un teknik direktörü Abdullah Avcı, galibiyeti hak ettiklerini söyledi.
Avcı, maç sonrası düzenlediği basın toplantısında, rakiple ilgili analizleri yaptıklarını belirterek, 'Beşiktaş'ın oyuna arzulu başlayacağını biliyorduk. Pas bağlantılarını kesip, etkin oyuncularını oynatmamayı konuştuk. Ayrıca savunmanın arkasına atacağımız toplarla pozisyon aradık. Duran toptan golü bulduk. İkinci yarıda Beşiktaş'ın 10 kişi kalması sonrası orta sahadan attığımız toplarla çok önemli pozisyonlar yakaladık. Final paslarını ve gol tercihlerini yanlış yaptığımız 6-7 pozisyonumuz oldu. Maç berabere bitseydi üzülürdük. İskender'in inanılmaz vuruşu galibiyeti getirdi' diye konuştu.
Beşiktaş'ın yetenekli oyuncuları olduğunu kaydeden tecrübeli teknik adam, 'Bazı yorumlar insanları yanlış yönlendiriyor. Bireysel anlamda yetenekli oyuncuların olması yetmez. Takım olmak önemli. Takımın parçaları gerekenleri yerine getirdiğinde takım oluyorsunuz. Beşiktaş önemli takım, ülkemizi de Avrupa'da temsil ediyor' dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyespor oyuncusu Ekrem Ekşioğlu ise 90 dakika boyunca karşısında mücadele ettiği Quaresma'nın çok iyi bir oyuncu olduğunu söyledi.
Ekrem, Quaresma'nın tutulması zor bir oyuncu olduğunu belirterek, 'Oyun kuralları çerçevesinde tutmaya çalıştım. İyi bir oyuncu' dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyespor'un ilk golünü atan Vinicius ise son derece kolay bir gol attığını kaydederek, 'Kaleci boşa çıktıktan sonra top önümde kaldı ve kaleye gönderdim. Fırsatları değerlendirdik ve kazandık, mutluyuz' şeklinde konuştu.
Evsahibi ekibin ikinci golünü atan İskender de, 'Köşeyi görünce vurdum ve güzel bir gol oldu. İlk yarı iyi mücadele ettik. Kırmızı karttan sonra oyun tamamen bizim kontrolümüze geçti' ifadelerini kullandı.
Avcı, maç sonrası düzenlediği basın toplantısında, rakiple ilgili analizleri yaptıklarını belirterek, 'Beşiktaş'ın oyuna arzulu başlayacağını biliyorduk. Pas bağlantılarını kesip, etkin oyuncularını oynatmamayı konuştuk. Ayrıca savunmanın arkasına atacağımız toplarla pozisyon aradık. Duran toptan golü bulduk. İkinci yarıda Beşiktaş'ın 10 kişi kalması sonrası orta sahadan attığımız toplarla çok önemli pozisyonlar yakaladık. Final paslarını ve gol tercihlerini yanlış yaptığımız 6-7 pozisyonumuz oldu. Maç berabere bitseydi üzülürdük. İskender'in inanılmaz vuruşu galibiyeti getirdi' diye konuştu.
Beşiktaş'ın yetenekli oyuncuları olduğunu kaydeden tecrübeli teknik adam, 'Bazı yorumlar insanları yanlış yönlendiriyor. Bireysel anlamda yetenekli oyuncuların olması yetmez. Takım olmak önemli. Takımın parçaları gerekenleri yerine getirdiğinde takım oluyorsunuz. Beşiktaş önemli takım, ülkemizi de Avrupa'da temsil ediyor' dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyespor oyuncusu Ekrem Ekşioğlu ise 90 dakika boyunca karşısında mücadele ettiği Quaresma'nın çok iyi bir oyuncu olduğunu söyledi.
Ekrem, Quaresma'nın tutulması zor bir oyuncu olduğunu belirterek, 'Oyun kuralları çerçevesinde tutmaya çalıştım. İyi bir oyuncu' dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyespor'un ilk golünü atan Vinicius ise son derece kolay bir gol attığını kaydederek, 'Kaleci boşa çıktıktan sonra top önümde kaldı ve kaleye gönderdim. Fırsatları değerlendirdik ve kazandık, mutluyuz' şeklinde konuştu.
Evsahibi ekibin ikinci golünü atan İskender de, 'Köşeyi görünce vurdum ve güzel bir gol oldu. İlk yarı iyi mücadele ettik. Kırmızı karttan sonra oyun tamamen bizim kontrolümüze geçti' ifadelerini kullandı.
23 Ocak 2011 Pazar
Tarih Servet'i yazacak
Galatasaray, Türk Telekom Arena'daki ilk galibiyetini 'savaşçısı' Servet ile buldu. Sivasspor önünde zorlanan sarı kırmızılar, 1-0'lık galibiyetle açılışı mutlu yaptı.
Galatasaray, Türk Telekom Arena'daki ilk maçına, hem ilk gol, hem de ilk galibiyet için çıktı. Ancak sarı kırmızılıları şanssızlık ilk dakikada buldu. İlk 11'de sahaya çıkacağı açıklanan Arda, son anda sakatlık gerekçesiyle kadrodan çıkarıldı, yerine de Yekta ilk on birde sahaya çıktı. Konuk ekipte ise yeni transferler sahadaydı.
Müthiş bir ambiansta başlayan Türk Telekom Arena'daki ilk lig maçına Galatasaray, etkili bir giriş yaptı. Henüz 6. dakikada Emre'nin sol kanattan yaptığı ortaya Kazım ve Barış vuramadı, boşta kalan topu Yekta kaleye yolladı ama çerçeveyi bulamadı. Sert bir futbolun ortaya konduğu ilk yarıda Galatasaray, yeni transferleri Culio ve Yekta'nın güzel futbollarıyla pozisyonlar yakaladı ama kullanamadı
Galatasaray, Türk Telekom Arena'daki ilk maçına, hem ilk gol, hem de ilk galibiyet için çıktı. Ancak sarı kırmızılıları şanssızlık ilk dakikada buldu. İlk 11'de sahaya çıkacağı açıklanan Arda, son anda sakatlık gerekçesiyle kadrodan çıkarıldı, yerine de Yekta ilk on birde sahaya çıktı. Konuk ekipte ise yeni transferler sahadaydı.
Müthiş bir ambiansta başlayan Türk Telekom Arena'daki ilk lig maçına Galatasaray, etkili bir giriş yaptı. Henüz 6. dakikada Emre'nin sol kanattan yaptığı ortaya Kazım ve Barış vuramadı, boşta kalan topu Yekta kaleye yolladı ama çerçeveyi bulamadı. Sert bir futbolun ortaya konduğu ilk yarıda Galatasaray, yeni transferleri Culio ve Yekta'nın güzel futbollarıyla pozisyonlar yakaladı ama kullanamadı
İkinci yarıda mutlak gol için batıran sarı kırmızılılar önce Kazım ardından da Barış ile sevinmeye çok yaklaştı ama Korcan müthiş kurtarışlarla buna izin vermedi. Sivas ise en net fırsatını Kamanan ile yakaladı ama golcü futbolcu bunu kullanamadı.
Emre'nin yerine Stancu'nun oyuna girrmesiyle hücumdaki etkisini artıran Galatasaray, 71. dakikada golü buldu. Kazım'la başlayan atakta Barış'ın içeri çevirdiği topu Servet ağlara gönderdi ve tarihi bir gole amza attı.
Golden sonra biraz hareketlenen Sivasspor, 81. dakikada beraberliğe çok yaklaşırken, Eneramo'nun kafa vuruşu direkten döndü.
Kalan bölümde gol olmadı ve maç 1-0 Galatasaray'ın üstünlüğüyle sona erdi. Sarı kırmızılar böylece yeni evlerinin açılışını mutlu yapmış oldu. Puanını 26'ya çıkaran Galatasaray, Hagi yönetiminde ligde ilk kez 2 maç üstüste kazanmış oldu.
CANA CEZALI
Sarı-kırmızılı takımda sarı kart gören Lorik Cana cezalı duruma düştü. Daha önceki maçlarda 3 sarı kart gören ve Sivasspor karşısında da 4. kartını gören Cana, böylece cezalı duruma düştü. Sarı-kırmızılı oyuncu, gelecek hafta deplasmanda Bursaspor ile yapılacak maçta forma giyemeyecek.
BAŞKAN POLAT LOCADA
Son dönemde tribünlerde protestolar yaşayan ve özellikle stat açılışında yaşanan olaylar sonrası kendi yönetiminde de tepkiler gören Galatasaray Başkanı Adnan Polat, karşılaşmayı locasından izledi. Polat, maçı protokol tribünü yerine başkanlık locasından izlemeyi tercih etti.
HAYRETTİN HASTANELİK OLDU
Sivassporlu futbolcu Hayrettin, ilk yarıda Culio ile girdiği mücadelede sakatlanıp, ikinci yarıya çıkamadı. Karın bölgesinde sorun yaşayan Hayrettin, ambulansla hastaneye götürüldü.
GALATASARAY-SİVASSPOR:1-0
STAT: Türk Telekom Arena
HAKEM: Kuddusi Müftüoğlu
GALATASARAY: Ufuk, Sabri, Servet, Cana, Hakan Balta (dk. 64 Insua), Ayhan (dk. 80 Mustafa), Barış, Culio, Emre (Dk. 58 Stancu), Yekta, Kazım
TEKNİK DİREKTÖR: Gheorghe Hagi
SİVASSPOR: Korcan, Uğur, Navratil, Hayrettin (Dk. 46 Mehmet Nas), Ziya, Grosicki, Kadir, Tomas, Erman (Dk. 76 Eneramo), Mehmet Yıldız, Pedriel (Dk. 46 Kamanan)
TEKNİK DİREKTÖR: Rıza Çalımbay
Emre'nin yerine Stancu'nun oyuna girrmesiyle hücumdaki etkisini artıran Galatasaray, 71. dakikada golü buldu. Kazım'la başlayan atakta Barış'ın içeri çevirdiği topu Servet ağlara gönderdi ve tarihi bir gole amza attı.
Golden sonra biraz hareketlenen Sivasspor, 81. dakikada beraberliğe çok yaklaşırken, Eneramo'nun kafa vuruşu direkten döndü.
Kalan bölümde gol olmadı ve maç 1-0 Galatasaray'ın üstünlüğüyle sona erdi. Sarı kırmızılar böylece yeni evlerinin açılışını mutlu yapmış oldu. Puanını 26'ya çıkaran Galatasaray, Hagi yönetiminde ligde ilk kez 2 maç üstüste kazanmış oldu.
CANA CEZALI
Sarı-kırmızılı takımda sarı kart gören Lorik Cana cezalı duruma düştü. Daha önceki maçlarda 3 sarı kart gören ve Sivasspor karşısında da 4. kartını gören Cana, böylece cezalı duruma düştü. Sarı-kırmızılı oyuncu, gelecek hafta deplasmanda Bursaspor ile yapılacak maçta forma giyemeyecek.
BAŞKAN POLAT LOCADA
Son dönemde tribünlerde protestolar yaşayan ve özellikle stat açılışında yaşanan olaylar sonrası kendi yönetiminde de tepkiler gören Galatasaray Başkanı Adnan Polat, karşılaşmayı locasından izledi. Polat, maçı protokol tribünü yerine başkanlık locasından izlemeyi tercih etti.
HAYRETTİN HASTANELİK OLDU
Sivassporlu futbolcu Hayrettin, ilk yarıda Culio ile girdiği mücadelede sakatlanıp, ikinci yarıya çıkamadı. Karın bölgesinde sorun yaşayan Hayrettin, ambulansla hastaneye götürüldü.
GALATASARAY-SİVASSPOR:1-0
STAT: Türk Telekom Arena
HAKEM: Kuddusi Müftüoğlu
GALATASARAY: Ufuk, Sabri, Servet, Cana, Hakan Balta (dk. 64 Insua), Ayhan (dk. 80 Mustafa), Barış, Culio, Emre (Dk. 58 Stancu), Yekta, Kazım
TEKNİK DİREKTÖR: Gheorghe Hagi
SİVASSPOR: Korcan, Uğur, Navratil, Hayrettin (Dk. 46 Mehmet Nas), Ziya, Grosicki, Kadir, Tomas, Erman (Dk. 76 Eneramo), Mehmet Yıldız, Pedriel (Dk. 46 Kamanan)
TEKNİK DİREKTÖR: Rıza Çalımbay
GOL:Dk. 71. Servet
SARI KARTLAR: Rada, Ziya, Cana, Culio, Navratil
İLK YARIDAN DAKİKALAR
6. dakikada sağdan çalımlarla atağa çıkan Grosicki'nin ceza sahasına girer girmez yaptığı vuruşta, top yandan az farkla auta çıktı.
7. dakikada Emre'nin yaptığı ortada top kale önündeki oyuncuları aşarken, arka direkte Yekta'nın vuruşunda meşin yuvarlak auta çıktı.
19. dakikada Yekta'nın pasıyla ceza sahası içinde topla buluşan Culio'nun şutunda, defanstan seken top üsten kornere gitti.
23. dakikada sağdan Culio'nun yaptığı ortada, ceza sahası önünde Cana'nın ayak koyduğu top sekerek arka direkte Servet'in önünde kaldı. Bu oyuncunun vuruşunda kaleciden dönen meşin yuvarlak Barış'a çarparak auta çıktı.
33. dakikada sağdan Barış'ın ortasında, altıpas çizgisi üzerinde yükselen Culio'nun kafa vuruşu istediği gibi olmadı ve top kaleci Korcan'da kaldı.
45. dakikada Culio'nun pasıyla topla soldan Sivasspor ceza sahasına giren Emre'nin yerden sert ortasında, defanstan seken meşin yuvarlak kaleye paralel olarak az farkla kornere gitti.
İKİNCİ YARIDAN DAKİKALAR
50. dakikada Sabri'nin ara pasıyla Sivasspor defansının arkasına sarkan Kazım'ın sağ çaprazdan sert vuruşunda, kaleciden seken top kornere gitti.
57. dakikada ceza sahası dışında sol çaprazdan Barış'ın sert şutunda, kaleci Korcan meşin yuvarlağı tokatlayarak kornere çeldi.
64. dakikada soldan şık çalımlarla Galatasaray ceza sahasına giren Grosicki'nin ortasında topla buluşan Mehmet Yıldız'ın kale önünde vuruşunda, Ufuk'tan dönen top arka direkte Kamanan'ın önünde kaldı. Yakın mesafeden meşin yuvarlağı auta gönderen bu oyuncu, önemli bir fırsatı değerlendiremedi.
69. dakikada Barış'ın ara pasıyla Sivasspor ceza sahasına giren Stancu, Navratil'i geçtikten sonra sağ çaprazdan sert bir vuruş yaparken, kaleciden dönün topu defans uzaklaştırdı.
GOL 70. dakikada Galatasaray, Servet'in golüyle 1-0 öne geçti. Sabri'nin pasıyla ceza sahası içinde sağ çaprazda hareketlenen Barış'ın kale içine doldurduğu topu arka direkte boş durumdaki Servet ağlara gönderdi: 1-0
80. dakikada soldan Ziya'nın ortasında, ceza sahası içinde Eneramo'nun kafa vuruşu sonrası top yan direkten dönerken, defans daha sonra tehlikeyi uzaklaştırdı.
Galatasaray, yeni stadındaki ilk karşılaşmadan 1-0 galip ayrılarak, sezonun ikinci yarısına 3 puanla başlamış oldu.
"Transfer olabilir"
Spor Toto Süper Lig'de Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'daki ilk maçında Sivasspor'u 1-0 yenen Galatasaray'da, sportif direktör Adnan Sezgin, galibiyetin mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.
Sezgin, maç sonrası basın mensuplarına yaptığı açıklamada, karşılaşmanın güzel bir atmosferde geçtiğini belirterek, ''Yeni stadımızdaki ilk resmi maçta galip gelmek çok mutluluk verici. Stadı dolduran muhteşem bir taraftar vardı. Onlara galibiyeti tattırmak da ayrıca bize mutluluk verdi. İnşallah bütün bunlar güzel günlerin başlangıcı olur'' dedi.
Devre arasında çok iyi bir hazırlık dönemi geçirdiklerini dile getiren Adnan Sezgin, ''Takıma yeni katılan arkadaşlar da uyum sürecini gördüğümüz kadarıyla çok çabuk sürede atlattılar. Bu da olumlu bir gelişme. Yeni transferlerin hepsi iyi başladı. Devamını bekliyoruz. Umarım ikinci yarı daha güzel bir Galatasaray seyrederiz'' ifadelerini kullandı.
Sezgin, maç kadrosunda yer almayan Arda'nın durumuyla ilgili ise yıldız futbolcunun uzun süreli sakatlıktan çıktığını, ağrıları nedeniyle de dinlendirildiğini söyledi. Sarı-kırmızılı taraftarların, karşılaşmada takıma ciddi destek vermelerinin hatırlatılması üzerine, ''Galatasaray taraftarı budur. Galatasaray'ın gücünün kaynağı da bu taraftardır. Bugün de galibiyeti getiren en önemli unsurlardan biriydi. Umarım böyle devam eder'' dedi.
Adnan Sezgin, transfer olup olmayacağına dair sorusuna da ''Olabilir'' yanıtı verdi.
Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Odyakmaz ise güzel bir mücadele seyrettiklerini dile getirerek, ''İkinci yarı bulduğumuz pozisyonları değerlendirebilseydik bu stadın ilk resmi maçından puanla ayrılabilirdik. Puanı hak eden bir oyun oynadığımızı da düşünüyorum. Ama olmadı. Neticede yeni takviyelerle takımımızın daha iyi seviyeye geldiğini söyleyebilirim'' değerlendirmesinde bulundu.
Sezgin, maç sonrası basın mensuplarına yaptığı açıklamada, karşılaşmanın güzel bir atmosferde geçtiğini belirterek, ''Yeni stadımızdaki ilk resmi maçta galip gelmek çok mutluluk verici. Stadı dolduran muhteşem bir taraftar vardı. Onlara galibiyeti tattırmak da ayrıca bize mutluluk verdi. İnşallah bütün bunlar güzel günlerin başlangıcı olur'' dedi.
Devre arasında çok iyi bir hazırlık dönemi geçirdiklerini dile getiren Adnan Sezgin, ''Takıma yeni katılan arkadaşlar da uyum sürecini gördüğümüz kadarıyla çok çabuk sürede atlattılar. Bu da olumlu bir gelişme. Yeni transferlerin hepsi iyi başladı. Devamını bekliyoruz. Umarım ikinci yarı daha güzel bir Galatasaray seyrederiz'' ifadelerini kullandı.
Sezgin, maç kadrosunda yer almayan Arda'nın durumuyla ilgili ise yıldız futbolcunun uzun süreli sakatlıktan çıktığını, ağrıları nedeniyle de dinlendirildiğini söyledi. Sarı-kırmızılı taraftarların, karşılaşmada takıma ciddi destek vermelerinin hatırlatılması üzerine, ''Galatasaray taraftarı budur. Galatasaray'ın gücünün kaynağı da bu taraftardır. Bugün de galibiyeti getiren en önemli unsurlardan biriydi. Umarım böyle devam eder'' dedi.
Adnan Sezgin, transfer olup olmayacağına dair sorusuna da ''Olabilir'' yanıtı verdi.
Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Odyakmaz ise güzel bir mücadele seyrettiklerini dile getirerek, ''İkinci yarı bulduğumuz pozisyonları değerlendirebilseydik bu stadın ilk resmi maçından puanla ayrılabilirdik. Puanı hak eden bir oyun oynadığımızı da düşünüyorum. Ama olmadı. Neticede yeni takviyelerle takımımızın daha iyi seviyeye geldiğini söyleyebilirim'' değerlendirmesinde bulundu.
"Zamana ihtiyacımız var"
Galatasaray'ın Sivasspor'u 1-0 mağlup ettiği maçtan sonra, sarı-kırmızılıların teknik direktörü Hagi maç sonunda açıklamalarda bulundu.
Hagi yaptığı açıklamalarda şu ifadeleri kullandı:
"İlk önce oyuncularımızın tebrik edilmesi gerekiyor. Her şeylerini verdiler. Dolayısı ile tebrik ediyorum onları. Güzel bir maç oldu. Oyun çok yüksek bir tempoda oynandı. Her bir oyuncu bu yüksek tempoya ayak uydurdu. Rakibin çok kapanıp agresif oynayacaklarını biliyordum. Zor bir maç oldu. Sabırla her şeyi denedik ve sonunda galibiyeti bulduk.
Bence iyi çalışıyoruz, bu 2011 yılının başından beri bunu söylüyorum. İyi bir yoldayız. Yükselişteyiz. Forma kavuşmak için biraz daha zamana ihtiyacımız var. Oyuncularımın çalışmalarından mutluyum. Güzel şeyler yapacağız.
Şu anda 6 oyuncumuzdan yoksunuz. Yeni oyuncularımız var. Bunların da oturması için biraz daha zamana ihtiyacımız var. Her şey çok güzel olacak."
Cim Bom siftah yaptı!..
Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'da oynanan ilk lig maçında Galatasaray, Sivasspor'u 1-0 mağlup etti.TT Arena'da oynanan ilk lig maçında Galatasaray'a galibiyeti getiren golü maçın 70.dakikasında Servet Çetin kaydetti.
Bu sonucun ardından Galatasaray 26 puana yükselirken Sivasspor 15 puanda kaldı.
Öte yandan sarı-kırmızılıların yeni transferlerinden Yekta, Culio ve Kazım maça ilk 11'de başlarken, Stancu oyuna sonradan dahil oldu.
Taraftarların büyük ilgi gösterdiği bu tarihi maçta, Galatasaray kendisini desteklemeye gelen ve ekran başındaki izleyenlerine galibiyet armağan etti ve ikinci yarıya 3 puanla başladı
Mourinho Drogba'yı istiyor!
Devre arası transfer döneminde forvet hattına bir takviye yapması beklenen Real Madrid'de Teknik Direktör Jose Mourinho, Chelsea'de forma giyen eski öğrencisi Didier Drogba'ya gözünü dikti. The Daily Mirror'da yer alan haberde Portekizli teknik adamın Manchester City'nin Togolü yıldızı Emmanuel Adebayor'u kiralama girişimleri olumsuz sonuçlanınca rotayı Fildişi Sahilli golcüye çevirdiği ileri sürüldü. Mourinho'nun aralarında sorun olduğu iddia edilen Sportif Direktör Jorge Valdano'ya da Drogba transferi için baskı yapmaya başladığı belirtildi.
Haberde Real Madrid yönetiminin geçtiğimiz günlerde Adebayor'u kiralamak için Manchester City'nin kapısını çaldığı, ancak İngiliz ekibinin golcü futbolcusunu kiralamaya yanaşmaması ve 20 milyon avroluk bonservis bedeli istemesiyle bu transferin suya düştüğü de ifade edildi.
Drogba, 2004 yılında Marsilya'dan 30 milyon avroluk bir bonservis bedeli karşılığında Chelsea'ye transfer olmuştu
Fergie'den Coentrao için servet
Manchester United menajeri Sir Alex Ferguson, yaz aylarında takımdan ayrılması gündemde olan bek oyuncusu Patricie Evra'nın yerine Benficalı Fabio Coentrao'yu kesin olarak istiyor.Bu oyuncunun transferinin bir an önce bitmesi adına Benfica'ya yaklaşık olarak 25 milyon avro teklif edecek olan Manchaster United, People'ın haberine göre Portekizli oyuncu için girişimlerde bulunan diğer iki kulüp Milan ve Real Madrid ile de yarışmak zorunda kalacak.
Manchester United, Benfica'nın bu oyuncuyu satmaya yanaşmaması durumunda Newcastle United'da forma giyen Jose Enrique ve Celticli Emilio Izaguirre alternatiflerine yönelecek.
Ranieri: "Hedef şampiyonluk!"
Dün oynanan Cagliari karşılşamasından 3-0'lık skorla galibiyete uzanarak ligde ikinci sıraya yükselen Roma'da yüzler gülüyor.Teknik Direktör Claudio Ranieri, maç sonrası Sky Sports'a yaptığı açıklamalarda şampiyonluk için savaştıklarını vurgularken, "Takımımın bu akşam göstermiş olduğu mücadeleden çok memnunum. İyi oynadık ve galibiyeti hak ettik. Yönetimin içindeki dengelerden etkilenmeyip sahadaki performansımıza odaklanmak istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Deneyimli teknik adam ligin sonuna kadar aynı performansı sergilemeleri halinde şampiyon olabileceklerini de sözlerine ekleyerek, "Hedefimiz şampiyonluk ve sonuna kadar zirve yarışında biz de olacağız." diye konuştu
Figo, Kartal’ın futbolunu övdü
Beşiktaş’ın Bucaspor’u 5-1 yenmesi, Portekizli ünlü futbolcu Luis Figo’nun da dikkatini çekti.
Spor
- 01:00 | 22 Ocak 2011Londra’da gazetecilere konuşan Figo, Beşiktaş’ın 4 Portekizli yıldız futbolcuyu transfer etmesini akılcı bularak, ülkesinin en önde gelen yeteneklilerinin siyah-beyazlılarda buluştuğunu ifade etti. Figo, gelecekte Türkiye’de çalışıp çalışmayacağıyla ilgili bir soruya ise, “Böyle bir teklif almadım ama şu anda Inter’de mutluyum” yorumunu yaptı.
Transfer bitmedi mi?
Devre arasında 5 oyuncuyu kadrosuna katan Galatasaray, transfer çalışmalarına son sürat devam ediyor.
Sarı-Kırmızılılar’ın, transfer dönemi kapanmadan iki futbolcuyla daha sözleşme imzalayacağını, Adnan Polat bizzat açıkladı. Bu oyunculardan biri yabancı olacak. Cim Bom’un kadrosunda Zapata, İnsua, Neill, Cana, Culio, Kewell, Pino, Baros, Misimovic ve Stancu olmak üzere toplam 10 yabancı yer alıyor. Yönetim, Misimovic’in sözleşmesini askıya alarak ya da bu futbolcuyu satarak kontenjanda yer açmak istiyor. Rumen basını, Galatasaray’ın Steaua’da oynayan 22 yaşındaki Eric Bicfalvi’yi istediğini iddia etti. Başarılı orta saha oyuncusuyla Stancu’nun menacerinin aynı olmasının, Sarı-Kırmızılılar’ın işini kolaylaştırdığıifade edildi.
İlk hedef Volkan Şen
Ancak Galatasaray’ın ilk hedefi Bursasporlu Volkan Şen. Aslında taraflar bu oyuncu konusunda bonservis bedelinde anlaştı. Tek sorun,ödeme planı. Yeşil-Beyazlılar, ücretin büyük bir kısmının peşin ödenmesi konusunda diretiyor. Galatasaray ise ya eşit taksitler halinde, ya da Barış ve Aydın’ın yanı sıra bir miktar paraya bu işi bitirmek istiyor. Volkan için pazarlıkların devam ettiği ve bu transferin birkaç gün içerisinde tamamlanabileceği belirtildi.
Hagi mutlaka istiyor
Hagi’nin Adnan Polat’la yaptığı son görüşmede, transferlerin bir an önce bitirilmesini istediği öğrenildi. Rumen teknik adamın önceliği Volkan Şen’e verdiği, Bicfalvi’nin de takıma fazlasıyla katkı sağlayacağını söylediği belirtildi.
Sarı-Kırmızılılar’ın, transfer dönemi kapanmadan iki futbolcuyla daha sözleşme imzalayacağını, Adnan Polat bizzat açıkladı. Bu oyunculardan biri yabancı olacak. Cim Bom’un kadrosunda Zapata, İnsua, Neill, Cana, Culio, Kewell, Pino, Baros, Misimovic ve Stancu olmak üzere toplam 10 yabancı yer alıyor. Yönetim, Misimovic’in sözleşmesini askıya alarak ya da bu futbolcuyu satarak kontenjanda yer açmak istiyor. Rumen basını, Galatasaray’ın Steaua’da oynayan 22 yaşındaki Eric Bicfalvi’yi istediğini iddia etti. Başarılı orta saha oyuncusuyla Stancu’nun menacerinin aynı olmasının, Sarı-Kırmızılılar’ın işini kolaylaştırdığı
İlk hedef Volkan Şen
Ancak Galatasaray’ın ilk hedefi Bursasporlu Volkan Şen. Aslında taraflar bu oyuncu konusunda bonservis bedelinde anlaştı. Tek sorun,
Hagi mutlaka istiyor
Hagi’nin Adnan Polat’la yaptığı son görüşmede, transferlerin bir an önce bitirilmesini istediği öğrenildi. Rumen teknik adamın önceliği Volkan Şen’e verdiği, Bicfalvi’nin de takıma fazlasıyla katkı sağlayacağını söylediği belirtildi.
"İstifa etmiyorum ve etmeyeceğim!"
Helvacı, Polat'ın düzenlediği basın toplantısındaki açıklamaları ve istifa çağrısının ardından yaptığı yazılı açıklamayla istifa konusundaki düşüncesini bildirdi.
Mehmet Helvacı, 27 Mart 2010'da yapılan olağan genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini hatırlatarak, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
''Genel kuruldan almış olduğum bu görev ve sorumluluğu sürdüreceğimi defaatle belirtmiş bulunuyorum. Kısaca tekrarlamak gerekirse istifa etmiyorum ve etmeyeceğim. Benden ve temsil ettiğim değerlerden rahatsız olanlar seçim yapabilir, beni ve temsil ettiğim değerleri listelerine almayabilirler. Ancak Galatasaray Genel Kurulu'nun verdiği onurlu görevi sürdürmekonusundaki kararlılığımı ''Onursuzluk'' olarak değerlendiremezler.
Tarafıma yönlendirilen ''İhanet, şantaj, tehdit'' söylemleri, bana ve özellikle hukukçu kimliğime aykırı kavramlardır. İkinci başkanların görevi gerektiğinde beklenenden daha sert olarak başkan ve yönetimi uyarabilmektir. Uyarım, Galatasaray başkan ve yöneticilerinin ibrasının tartışılır hale gelmesine karşı ve ibranın gerçekleşmesi veya gerçekleşmemesi halinin Galatasaray'ı böleceği üzerine yapılmıştır. Başkaca yorum ve beyanlar hilafı hakikattır.''
Çıkışı sayesinde bugün kısmen de olsa camia ve taraftara sahip çıkılacağına karar verilmiş olmasındanmemnuniyet duyduğunu belirten Helvacı'nın açıklaması şöyle devam etti:
''Benim beyanım ve çıkışım Galatasaray camiasına ve taraftarına sahip çıkmamızın zorunlu olduğu şeklindedir. Başkası çıkmayacaksa ben sahip çıkacağımı her fırsatta söyledim ve söylemeye devam edeceğim. Bu çıkışım sayesinde bugün, kısmen de olsa camia ve taraftarımıza sahip çıkılacağına karar verilmiş olmasındanmemnuniyet duyuyorum. Bugün yapılan açıklamalar çerçevesinde, Galatasaray'ın korunması ve birleştirilmesi için bulduğum ve açıkladığım çözüm bağlamında seçim için genel kurulu olağanüstü toplamak adına gereğini yapacağımı, camiamıza hayırlı uğurlu olması dileklerim ve saygılarımla kamuoyunun bilgisine sunarım.''
"GALATASARAY SEVGİM VE SORUMLULUKLARIM NEDENİ İLE İSTİFA ETMEYECEĞİM, OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL TARİHİNE KADAR GÖREVİMİN BAŞINDAYIM"
Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat'ın istifayadavet ettiği yönetim kurulu üyeleri Doğan Yalçınkaya ve Vedat Eşkinat da ikinci başkan Mehmet Helvacı gibi istifayı düşünmediklerini açıkladılar.
Başkan Polat'ın düzenlediği basın toplantısının ardından yazılı açıklama yapan yöneticilerden Yalçınkaya, dünkü yönetim kurulu toplantısında, Galatasaray camiasının tüm paydaşları ile bütünlüğü ve saygınlığına yönelik endişelerini ifade ettiği için istifasının istenmesini şaşkınlık ve üzüntü ile izlediğini, ancak Galatasaray sevgisi ve sorumlulukları nedeniyle istifa etmeyeceğini belirtti.
Yalçınkaya'nın açıklaması şöyle:
''Galatasaray Spor Kulübü'nün 27.03.2010 tarihli genel kurulunda yönetim kurulu üyeliğine seçilerek hayatım boyunca onurla hatırlayacağım önemli sorumlulukları üstlendim. Bugün, 20.01.2011 tarihli yönetim Kurulu toplantısında Galatasaray camiasının tüm paydaşları ile bütünlüğü ve saygınlığına yönelik endişelerimi sadece ifade ettiğim için yönetim kurulu üyeliğinden istifamın istenmesini şaşkınlık ve üzüntü ile izliyorum. Kendidüşüncelerini her onurlu Galatasaraylı gibi doğru zamanda doğru yerde ifade etmeye çalışan şahsım, aynı olgunluk ve cesareti Galatasaray'a hizmet verdiğini söyleyen diğer herkesten de beklemektedir. Üstlendikleri sorumlulukların gereğini doğru zamanda, doğru biçimde yerine getiremeyip sonradan bu eksikliklerini hatırlayanlar, bu durumu medeni bir biçimde eleştirenlerden şikayetçi olmadan önce ne ekmişlerse onu biçeceklerini hatırlamalıdır. Galatasaray sevgim ve sorumluluklarım nedeni ile istifa etmeyeceğimi, olağanüstü genel kurul tarihine kadar görevimin başında olduğumu kamuoyuna saygıyla arz ederim.''
VEDAT EŞKİNAT'IN AÇIKLAMASI
Polat'ın istifasını istediği yöneticilerden Vedat Eşkinat, istifa etmeyeceğini, bir an önce genel kurul toplantısı yapılmasının gerekliliğine inandığını belirterek, şunları kaydetti:
''Galatasaray Spor Kulübü üyelerinin onurlu oylarıyla 27 Mart 2010 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında, yönetim kurulu üyeliğine seçilmiş bulunmaktayım. Bu onurlu görevi, genel kurul üyelerinin talepleri ve bana verdikleri ''Yönetim kurulunda kendilerini temsil'' sorumluluğu çerçevesinde ve yalnızca onların arzu ettikleri süreye bağlı olarak sürdürmekteyim ve sürdüreceğim.
Bugün şahsıma yapılan ''Yönetim kurulu üyeliğinden istifa'' çağrısını, yukarıdaki açıklamalarım doğrultusunda değerlendirmekte ve mevcut durum karşında, bireysel biristifa yerine bir an önce genel kurula gidilmesi gerekliliğine inanmaktayım. Bu süreç içerisinde de üyelerimizin bana tevdi ettiği bu onurlu görevime onlar adına devam edeceğimi kamuoyunun dikkatine sunarım.''
Mehmet Helvacı, 27 Mart 2010'da yapılan olağan genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini hatırlatarak, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
''Genel kuruldan almış olduğum bu görev ve sorumluluğu sürdüreceğimi defaatle belirtmiş bulunuyorum. Kısaca tekrarlamak gerekirse istifa etmiyorum ve etmeyeceğim. Benden ve temsil ettiğim değerlerden rahatsız olanlar seçim yapabilir, beni ve temsil ettiğim değerleri listelerine almayabilirler. Ancak Galatasaray Genel Kurulu'nun verdiği onurlu görevi sürdürme
Tarafıma yönlendirilen ''İhanet, şantaj, tehdit'' söylemleri, bana ve özellikle hukukçu kimliğime aykırı kavramlardır. İkinci başkanların görevi gerektiğinde beklenenden daha sert olarak başkan ve yönetimi uyarabilmektir. Uyarım, Galatasaray başkan ve yöneticilerinin ibrasının tartışılır hale gelmesine karşı ve ibranın gerçekleşmesi veya gerçekleşmemesi halinin Galatasaray'ı böleceği üzerine yapılmıştır. Başkaca yorum ve beyanlar hilafı hakikattır.''
Çıkışı sayesinde bugün kısmen de olsa camia ve taraftara sahip çıkılacağına karar verilmiş olmasından
''Benim beyanım ve çıkışım Galatasaray camiasına ve taraftarına sahip çıkmamızın zorunlu olduğu şeklindedir. Başkası çıkmayacaksa ben sahip çıkacağımı her fırsatta söyledim ve söylemeye devam edeceğim. Bu çıkışım sayesinde bugün, kısmen de olsa camia ve taraftarımıza sahip çıkılacağına karar verilmiş olmasından
"GALATASARAY SEVGİM VE SORUMLULUKLARIM NEDENİ İLE İSTİFA ETMEYECEĞİM, OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL TARİHİNE KADAR GÖREVİMİN BAŞINDAYIM"
Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat'ın istifaya
Başkan Polat'ın düzenlediği basın toplantısının ardından yazılı açıklama yapan yöneticilerden Yalçınkaya, dünkü yönetim kurulu toplantısında, Galatasaray camiasının tüm paydaşları ile bütünlüğü ve saygınlığına yönelik endişelerini ifade ettiği için istifasının istenmesini şaşkınlık ve üzüntü ile izlediğini, ancak Galatasaray sevgisi ve sorumlulukları nedeniyle istifa etmeyeceğini belirtti.
Yalçınkaya'nın açıklaması şöyle:
''Galatasaray Spor Kulübü'nün 27.03.2010 tarihli genel kurulunda yönetim kurulu üyeliğine seçilerek hayatım boyunca onurla hatırlayacağım önemli sorumlulukları üstlendim. Bugün, 20.01.2011 tarihli yönetim Kurulu toplantısında Galatasaray camiasının tüm paydaşları ile bütünlüğü ve saygınlığına yönelik endişelerimi sadece ifade ettiğim için yönetim kurulu üyeliğinden istifamın istenmesini şaşkınlık ve üzüntü ile izliyorum. Kendi
VEDAT EŞKİNAT'IN AÇIKLAMASI
Polat'ın istifasını istediği yöneticilerden Vedat Eşkinat, istifa etmeyeceğini, bir an önce genel kurul toplantısı yapılmasının gerekliliğine inandığını belirterek, şunları kaydetti:
''Galatasaray Spor Kulübü üyelerinin onurlu oylarıyla 27 Mart 2010 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında, yönetim kurulu üyeliğine seçilmiş bulunmaktayım. Bu onurlu görevi, genel kurul üyelerinin talepleri ve bana verdikleri ''Yönetim kurulunda kendilerini temsil'' sorumluluğu çerçevesinde ve yalnızca onların arzu ettikleri süreye bağlı olarak sürdürmekteyim ve sürdüreceğim.
Bugün şahsıma yapılan ''Yönetim kurulu üyeliğinden istifa'' çağrısını, yukarıdaki açıklamalarım doğrultusunda değerlendirmekte ve mevcut durum karşında, bireysel bir
Lise ittifakı mı?
Galatasaray’da sular bir türlü durulmuyor. Başkan Adnan Polat’ın önceki gün geniş yankı uyandıran açıklamaları camia içinde farklı yorumlara yol açarken, mart ayında yapılacak mali genel kurul öncesi olağanüstü hareketlilik sürüyor.
Adnan Polat yönetimi 2012 mayısına kadar görevde kalmakonusunda kararlılık gösterse de olası bir olağanüstü genel kurul için çeşitli iddialar gündeme gelmeye başladı. Özellikle son seçimde oyları bölünen lise kanadının, bu kez lise kökenli isimleri olası kongre öncesi aynı çatı altında buluşturmanın planları içinde olduğu belirlendi.
Henüz karar vermediler
İlk yapılacak seçimde başkan adayı olduğunu duyuran Cemal Özgörkey’in yanı sıra son seçimde Adnan Polat’ın karşısına aday olarak çıkan ve 2290 oy alarak gücünü gösteren Adnan Öztürk ile yıllardır başkanlık koltuğu için ismikonuşulan , ancak her defasında bekleme kararı alan Ali Dürüst’ün birleşmesi için düğmeye basıldı.
Galatasaray Lisesi mezunu üç ismin, lise kanadının yoğun baskısı altında olmalarına rağmen kararlarını vermedikleri, ancak güçbirliğine sıcak baktıkları kaydedildi. Başkan Polat’a isyan bayrağı açan 2. Başkan Mehmet Helvacı’nın da son gelişmeler ışığında yeni oluşum içinde yer almaya sıcak baktığını yakın çevresiyle paylaştığı ifade edildi.
İmzalar yargıya
Başkan Adnan Polat’ın istifalarını istediği 2. Başkan Mehmet Helvacı ile yöneticiler Doğan Yalçınkaya ve Vedat Eşkinat’ın olağanüstü kongre için başlattıkları imzakampanyası hız kazandı . Her Şey Galatasaray İçin Platformu’nun önceki gün resmen başlattığı imza kampanyasına çeşitli gruplar da destek verirken, yönetimin ise kayda açık üyenin 5’te 1’ine denk gelen 1841 rakamına ulaşılması durumunda konuyu yargıya taşıyacağı öğrenildi. Bu girişimin, imza sahiplerinin gerçek olup, olmadığı konusundaki tereddütlerden dolayı düşünüldüğü kaydedildi.
Kaynak: Milliyet
Adnan Polat yönetimi 2012 mayısına kadar görevde kalma
Henüz karar vermediler
İlk yapılacak seçimde başkan adayı olduğunu duyuran Cemal Özgörkey’in yanı sıra son seçimde Adnan Polat’ın karşısına aday olarak çıkan ve 2290 oy alarak gücünü gösteren Adnan Öztürk ile yıllardır başkanlık koltuğu için ismi
Galatasaray Lisesi mezunu üç ismin, lise kanadının yoğun baskısı altında olmalarına rağmen kararlarını vermedikleri, ancak güçbirliğine sıcak baktıkları kaydedildi. Başkan Polat’a isyan bayrağı açan 2. Başkan Mehmet Helvacı’nın da son gelişmeler ışığında yeni
İmzalar yargıya
Başkan Adnan Polat’ın istifalarını istediği 2. Başkan Mehmet Helvacı ile yöneticiler Doğan Yalçınkaya ve Vedat Eşkinat’ın olağanüstü kongre için başlattıkları imza
Kaynak: Milliyet
Polat rütbe sökecek!
8 yöneticinin desteğini arkasına alan Polat, yeni bir görev dağılımına gidecek. Helvacı ve ekibi ile yola devam edilmeyecek
Çalkantılı günler geçiren Galatasaray’da şimdi de psikolojik savaş başladı. Başkan Adnan Polat’ın yönetimi üstü kapalı tehdit ederek, “Olağanüstü kongreye gitmeliyiz, yoksa ben de imza toplayacağım” sözleri ile köşeye sıkıştırıp istifayadavet ettiği 2. Başkan Mehmet Helvacı inadından vazgeçeceğe benzemiyor. Ancak arkadaşları ile birlikte istifaya yanaşmayan Helvacı’yı kötü bir sürpriz bekliyor.
Başkan Adnan Polat’ın tüm ipleri kopardığı ve “Onurlu insanlar gibi istifalarını bekliyorum” dediği ikinci başkanını görevden alacağı artık Galatasaray Yönetimi içinde dekonuşulmaya başlandı. Polat’ın yanında olarak başkana destek veren 8 yöneticinin, bundan sonra Helvacı ve ekibi ile yola devam edemeyecekleri fikrinde olduğu belirtildi.
Asil üyeler belirleyecek
G.Saray Başkanı Adnan Polat ise, biraz daha bekledikten sonra bu gündem maddesini yönetim kuruluna getirmeye hazırlanıyor. Buna göre Helvacı’nın 2. başkanlık görevinden alınması sarı kırmızılı kulübün yönetim kurulu içinde asil üyelerin oylarına sunulacak. Yedek üyelerin ise bu kararda oyları geçerli olmayacak.
Çoğunluk kararı alınacak
Başkan Adnan Polat’ın bu operasyonu, “Olağanüstü kongreye gitmemiz lazım” diye açıklamada bulunan Mehmet Helvacı’yı by-pass ederek görevinden almak için yapacağı belirtiliyor. Çoğunluk kararının ardından Galatasaray Yönetimi de Polat’ın isteği doğrultusunda yeniden görev dağılımına gitmiş olacak.
Toplantılara gireceğiz
Galatasaray'da başkan Adnan Polat’ın “Onurlu insanlar gibi istifa etmenizi bekliyorum” dediği Mehmet Helvacı, Doğan Yalçınkaya ve Vedat Eşkinat’ın hiç mi hiç böyle bir şey yapmaya niyeti yok. Helvacı ve ekibinin, yönetim kurulu toplantılarına gireceğini yakın çevrelerine açıkça söylediği ifade edildi.
Açılışta buluşacaklar
Ayrıca bu üçlünün, bugün başkan Adnan Polat’ın katılacağını açıkladığı, merhum başkan Özhan Canaydın’ın Beşiktaş’taki büstünün açılışına da geleceği belirtildi.
Yalman aynı şeyi Uygur’a yapmıştı
Konu hakkında görüşlerini aldığımız Galatasaray Kulübü Divan Kurulu Başkanı İrfan Aktar, bunun örneğinin Alp Yalman döneminde de yaşandığını hatırlattı. Aktar prosedürü anlatarak “Evet Polat, görev dağılımını tekrarlayabilir. Durum sebebiyle yeni görev dağılımı için asil üyeler oylarını kullanır. Başkanın oyu da bir oy sayılır ve kabul görmesi halinde karar onanır. Bu Alp Yalman zamanında, kongreye 3 ay kala Selçuk Uygur ikinci başkan iken olmuştu. Alp Bey’in aldığı kararla Uygur’un görevinde değişiklik yapılmıştı” dedi. Öte yandan Galatasaray Yönetim Kurulu üyeleri de yaşananların ardından Mehmet Helvacı ile yola devam etmek istemezken, “Keşke bunlar olmasaydı ama sonuçta G.Saray için gerçekten günahı ve sevabıyla çalışan bir yönetim var. Son kararı başkan verir” yorumunu yaptılar.
Kaynak: Maraton
Çalkantılı günler geçiren Galatasaray’da şimdi de psikolojik savaş başladı. Başkan Adnan Polat’ın yönetimi üstü kapalı tehdit ederek, “Olağanüstü kongreye gitmeliyiz, yoksa ben de imza toplayacağım” sözleri ile köşeye sıkıştırıp istifaya
Başkan Adnan Polat’ın tüm ipleri kopardığı ve “Onurlu insanlar gibi istifalarını bekliyorum” dediği ikinci başkanını görevden alacağı artık Galatasaray Yönetimi içinde de
Asil üyeler belirleyecek
G.Saray Başkanı Adnan Polat ise, biraz daha bekledikten sonra bu gündem maddesini yönetim kuruluna getirmeye hazırlanıyor. Buna göre Helvacı’nın 2. başkanlık görevinden alınması sarı kırmızılı kulübün yönetim kurulu içinde asil üyelerin oylarına sunulacak. Yedek üyelerin ise bu kararda oyları geçerli olmayacak.
Çoğunluk kararı alınacak
Başkan Adnan Polat’ın bu operasyonu, “Olağanüstü kongreye gitmemiz lazım” diye açıklamada bulunan Mehmet Helvacı’yı by-pass ederek görevinden almak için yapacağı belirtiliyor. Çoğunluk kararının ardından Galatasaray Yönetimi de Polat’ın isteği doğrultusunda yeniden görev dağılımına gitmiş olacak.
Toplantılara gireceğiz
Galatasaray'da başkan Adnan Polat’ın “Onurlu insanlar gibi istifa etmenizi bekliyorum” dediği Mehmet Helvacı, Doğan Yalçınkaya ve Vedat Eşkinat’ın hiç mi hiç böyle bir şey yapmaya niyeti yok. Helvacı ve ekibinin, yönetim kurulu toplantılarına gireceğini yakın çevrelerine açıkça söylediği ifade edildi.
Açılışta buluşacaklar
Ayrıca bu üçlünün, bugün başkan Adnan Polat’ın katılacağını açıkladığı, merhum başkan Özhan Canaydın’ın Beşiktaş’taki büstünün açılışına da geleceği belirtildi.
Yalman aynı şeyi Uygur’a yapmıştı
Konu hakkında görüşlerini aldığımız Galatasaray Kulübü Divan Kurulu Başkanı İrfan Aktar, bunun örneğinin Alp Yalman döneminde de yaşandığını hatırlattı. Aktar prosedürü anlatarak “Evet Polat, görev dağılımını tekrarlayabilir. Durum sebebiyle yeni
Kaynak: Maraton
Yönetimdeki kaosa bir de TSN yorumu
G.Saray'da iki ay sonra yapılacak İDARİ ve MALİ GENEL kurulda, yönetimin İDARİ ve YÖNETİMSEL OLARAK İBRA EDİLMEYECEĞİ fikrinin üyeler arasında kabul görmesi, Galatasaray yönetiminde başkanlık adayı olarak isimleri geçen MEHMET HELVACI ve YİĞİT ŞARDAN'ı panikletti.
OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL İÇİN İMZA TOPLANMASINA BAŞLANACAK.
İdari ve mali Genel kurulda yani Mart ayının ikinci haftasından sonra , genel kurul üyeleri olağanüstü kongre için imza toplanmasını da başlatacaklardı..
Yani şurada iki ay sür kalmıştı.
HELVACI, NEDEN BU ÇIKIŞI YAPTI.. NEDEN HEMEN OLAĞANÜSTÜ KONGRE KARARI İSTİYOR..
Galatasaray'da muhalifler imza olayını başlatıp, olağanüstü kongre için imza toplanmasına başlaycakken, Yönetimin kendi içindeki MEHMET HELVACI, muhalefetinde önüne geçerek neden 3 KİŞİLİK BİR HEYETLE, ADNAN POLAT'A giderek YA İSTİFA ET.. YA DA HEMEN OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL KARARI AL demelerinin sebebi ne..
Sebebi şu..
MALİ ve İDARİ GENEL KURULDA.. Yani Mart ayı sonunda , Polat ve yönetimi, denetim kurulu üyeleri, yeder üyeler vs. Mali olarak ibra edilse bile İDARİ OLARAK İBRA EDİLMEDİKLERİ TAKDİRDE.. Yani YÖNETİMSEL anlamda AKLANMADIKLARI takdirde, BAŞKAN, YÖNETİM KURUL ÜYELERE v.s BİR SEÇİM DÖNEMİ BAŞKAN ADAYI OLAMAYACAKLAR..
Yani MALİ İDARİ GENEL kurulda AKLANMAYAN yönetim başkan ve diğer organlarda bulunan üyeler İSTER OLAĞANÜSTÜ, İSTER 2012 DEKİ OLAĞAN KONGRE OLSUN, BAŞKAN ADAI OL A MA YA CAK LAR..
HELVACI'NIN ÇIKIŞI TAMAMEN TAKTİKSEL .. ŞARDAN ve HELVACI KENDİLERİNE BAŞKANLIK YOLU AÇMAK İÇİN , Polat'a OLAĞANÜSTÜ KONGRE KARARI AL baskısı yapıyorlar..
Ya da İSTİFA ETMESİNİ İSTİYORLAR..
Çünkü olağanüstü kongre kararı alındığında, zaten muhalefetin daha zor bir süreçte yapmak istediği noktaya bir an önce gelinecek.
Hatta bu taktigi bilmeyenler HELAL OLSUN HELVACI'ya muhalefetin işinikolaylaştırdı OLAĞANÜSTÜ KONGREYE GİTMEK İÇİN POLAT'ı zorluyor diyeceklerdir..
BAŞKAN POLAT, YA OLA ĞANÜSTÜ KONGRE KARARI ALACAK, YA İSTİFA EDECEK.. İKİSİ DE OLMAZSA NE OLACAK..
Büyük ihtimalle Polat, istifa etmeyecek, Olağanüstü kongre kararı da almayacak.. o zaman HELVACI NE YAPACAK..
Bakın OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL HANGİ ŞARTLARLA OLUŞUYOR..
Galatasaray Tüzüğüne bakalım..
OLAĞANÜSTÜ TOPLANTI VE GÜNDEMİ
MADDE 28: Olağanüstü toplantı,
28.1) Yönetim Kurulu kararı,
28.2) Denetim Kurulunun yazılı isteği,
28.3) Kaydı açık üyelerin 1/5 (beşte bir)'inin yazılı isteği üzerine yapılır.
28.2 ve 28.3 fıkralarında belirtilen istekler üzerine Yönetim Kurulu en çok 21 (yirmibir) gün içinde Genel Kurulu olağanüstü toplantıya çağırmak zorundadır.
Yönetim Kurulu, Genel Kurulu toplantıya çağırmaz ise üyelerden birisinin başvurusu üzerine, mahalli Sulh Hukuk Hâkimi duruşma yaparak Kulüp üyeleri arasından 3 (üç) kişilik bir heyeti Genel Kurulu olağanüstü toplantıya3 çağırmakla görevlendirir.
Olağanüstü toplantı gündeminde toplantı istemini yapanların görüşülmesini istedikleri konulardan başka konu bulunmaz.
Olağanüstü toplantıda gündeme ilave ve değişiklik yapılamaz.
Maddeleri açalım..
OLAĞAN ÜSTÜ TOPLANTI İÇİN..
1- YÖNETİM KURULU KARAR ALIR.. (Yani Polat vearkadaşları OLAĞANÜSTÜ KONGRE KARARI ALIR..)
2- DENETİM KURULUNUN YAZILI İSTEĞİ
3- İMZA TOPLAMA.. ÜYELERİN 5 de birinin yazılı isteği ile..
Bu üç şartta olağanüstü kongreye gidilebilir..
Bir de Polat'ın İSTİFA olayı var ki, o zaman HELVACI için BALLI BOREK olur..
Çünkü yine Tüzük diyorki, OLAĞAN GENEL KURULA 6 AYDAN FAZLA SÜRE VARSA, ve BAŞKAN İSTİFA EDERSE, yerine 2.BAŞKAN YÖNETİM KURULUNA BAŞKANLIK EDER.
Yani POLAT'ın istifası durumunda BAŞKANLIK KOLTUĞUNA OTURACAK İSİM MEHMET HELVACI..
O Zaman zaten istediği kararı alabilecek..
Her ikisi de olmazsa, yani HELVACI'ın beklentisi , ya da üstü kapalı tehditi, ya da ültimatonu işe yaramazsa, yine açıkladığı gibi DİĞER ALTERNATİFLERİ DENEYCEKTİR..
DENETİM KURULU YAZILI İSTEDİĞİ ile alt maddelerde belirtildiği şekilde Yönetim Kurulu, Genel Kurulu toplantıya çağırmaz ise üyelerden birisinin başvurusu üzerine, mahalli Sulh Hukuk Hâkimi duruşma yaparak Kulüp üyeleri arasından 3 (üç) kişilik bir heyeti Genel Kurulu olağanüstü toplantıya3 çağırmakla görevlendirir.
Zatendikkat ederseniz, HELVACI , Polat'a REST çekmeye giderken ÜÇ KİŞİ İLE GİTTİ.. Yani BİZ HAZIRIZ BURADAYIZ derken bu maddeye göre hareket etti..
Peki HELVACI'nın bu işe bu kadar asılmasının sebebi ne..
İŞTE ZURNANIN ZOOOOORT DEDİĞİ YER BURASI..
BURAYA D İ K K A T...
HELVACI ve ŞARDAN PLANI BURADA DEVREYE GİRİYOR..
Eveeeeeeet..
Galatasaray da şu an olağanüstü genel kurul kararı alınmaz, Polat istifa etmezse
MART AYINDA YAPILACAK yani İKİ AY sonra yapılacak İDARİ ve MALİ KONGREDE, mali olarak İBRA edilse bile İDARİ OLARAK YÖNETİM İBRA EDİLMEZSE, yani Genel kurulu tarafından AKLANMAZSA..
BAŞKAN, YÖNETİM KURULU VE ALT ÜYELER DAHİL OLMAK ÜZERE HİÇ BİR İSİM BİR SEÇİM DÖNEMİ GEÇMEDEN BAŞKAN ADAYI OLAMAYACAKLAR..
BAŞKANLIK YÖNETİM KURULU VE ALT ÜYELİKLER İÇİN TÜZÜK NE GİBİ ŞARTLAR ÖNGÖRÜYOR.. İŞTE O MADDE..
ÜÇÜNCÜ KISIM
ORGANLAR VE SEÇİMLERİ
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
SEÇİMLERE İLİŞKİN ESASLAR
BAŞKANLIĞA VE KURULLARA SEÇİLMEK İÇİN KIDEM YILI VE NİTELİK
MADDE 59: Aday olan kişilerin kaydı açık ve Genel Kurulakatılma hakkına sahip olması ve üye sicil kayıtlarına göre Kulübe kaydoldukları tarihten başlayarak;
59.1) Kulüp Başkanlığı için 10 (on)
59.2) Yönetim Kurulu üyeler ve yedekleri için 5 (beş)
59.3) Denetim Kurulu üyeler ve yedekleri için 5 (beş)
59.4) Disiplin Kurulu üyeler ve yedekleri için 25 (yirmi beş)
59.5) Sicil Kurulu üyeleri ve yedekleri için 15 (on beş) kıdem yılını doldurmuş olmaları gereklidir.
...VE işte can alıcı nokta..
Aklanmayan Kulüp Başkanı ile Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyeleri bir seçim dönemi geçmeden yeniden aday olamaz ve seçilemezler.
Yani POLAT, ya da BAŞKANLIK İÇİN CAN ATAN HELVACI İLE ŞARDAN ve tabiki diğer üyeler, HER BİRİ AYRI AYRI OYLANACAK OLAN, YÖNETİMSEL yani İDARİ ve MALİ OLARAK İBRA EDİLMEZLERSE....
Yani AKLANAMAZLARSA..
MALİ KONGRE SONRASI imza toplanmasına başlanacak olan OLAĞANÜSTÜ KONGRE de de 2012 de yapılacak MAYIS kongresinde de BAŞKAN ADAYI OLAMAYCAKLAR..
ANCAK ve ancak arada bir olağanüstü kongre olmaması halinde 2015 de ancak HELVACI ve ŞARDAN aday olabilecek..
Yani TELAŞ BURADA..
HELVACI ve ŞARDAN'ın BAŞKANLIK HAKLARINI KAYBETMEMELERİ İÇİN mali kongre öncesi OLAĞANÜSTÜ KONGRE KARARI aldırmalarının ya da POLAT'ı istifaya zorlamalarının sebebi bu..
Eğer POLAT yönetimi, İKİ AY SONRAKİ, MALİ VE İDARİ KONGREYE KADAR devam eder ve genel kurul üyeleri AKLAMAZLARSA..
GEÇMİŞ OLSUN..
2015 YILINA KADAR , POLAT DAHİL TÜM YÖNETİM KURULU ÜYELERİ VE ALT KADRODA NE KADAR İSİM BAŞKAN OLAMAYACAKLAR DEMEKTİR..
Yoksa zaten üyeler MALİ VE İDARİ GENEL KURULDAN SONRA , OLAĞANÜSTÜ KONGRE İÇİN İMZA TOPLAYACAKLARINI AÇIKLADILAR..
Yani iki ay sonra doğal olarak gelişek bir sürece MEHMET HELVACI sanki KAHRAMAN GİBİ ORTAYA ATILIP, POLAT'IN İPİNİ ERKEN ÇEKMEYE NEDEN SOYUNDU..
Çünkü ŞARDAN ve HELVACI'nın BAŞKAN ADAYI OLABİLMELERİ İÇİN, YA DA ADAYLIKLARINI AÇIKLAYABİLMELERİ ANCAK VE ANCAK, MALİ VE İDARİ GENEL KURUL ÖNCESİ ALINACAK, BİR OLAĞANÜSTÜ KONGRE KARARI SAYESİNDEMÜMKÜN ..
işin özü HELVACI ve bir diğer başkanlık heveslisi ŞARDAN'ın BAŞKANLIK İÇİN TEK UMUDU BU PLAN..
Ama genel kurul üyelerinin bunu yiyeceklerini sanmıyorum..
Ve.. İKİ AY SONRAKİ İDARİ VE MALİ KURUL BU AÇIDAN OLAĞANÜSTÜ GENEL KURULDAN DA, 2012 DEKİ OLAĞAN KURULDAN DA ÇOK DAHA ÖNEMLİ BİR HALE GELMİŞ OLUYOR.
BİLMEM ANLATABİLDİK Mİ..
TSN ÖZEL HABER..
OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL İÇİN İMZA TOPLANMASINA BAŞLANACAK.
İdari ve mali Genel kurulda yani Mart ayının ikinci haftasından sonra , genel kurul üyeleri olağanüstü kongre için imza toplanmasını da başlatacaklardı..
Yani şurada iki ay sür kalmıştı.
HELVACI, NEDEN BU ÇIKIŞI YAPTI.. NEDEN HEMEN OLAĞANÜSTÜ KONGRE KARARI İSTİYOR..
Galatasaray'da muhalifler imza olayını başlatıp, olağanüstü kongre için imza toplanmasına başlaycakken, Yönetimin kendi içindeki MEHMET HELVACI, muhalefetinde önüne geçerek neden 3 KİŞİLİK BİR HEYETLE, ADNAN POLAT'A giderek YA İSTİFA ET.. YA DA HEMEN OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL KARARI AL demelerinin sebebi ne..
Sebebi şu..
MALİ ve İDARİ GENEL KURULDA.. Yani Mart ayı sonunda , Polat ve yönetimi, denetim kurulu üyeleri, yeder üyeler vs. Mali olarak ibra edilse bile İDARİ OLARAK İBRA EDİLMEDİKLERİ TAKDİRDE.. Yani YÖNETİMSEL anlamda AKLANMADIKLARI takdirde, BAŞKAN, YÖNETİM KURUL ÜYELERE v.s BİR SEÇİM DÖNEMİ BAŞKAN ADAYI OLAMAYACAKLAR..
Yani MALİ İDARİ GENEL kurulda AKLANMAYAN yönetim başkan ve diğer organlarda bulunan üyeler İSTER OLAĞANÜSTÜ, İSTER 2012 DEKİ OLAĞAN KONGRE OLSUN, BAŞKAN ADAI OL A MA YA CAK LAR..
HELVACI'NIN ÇIKIŞI TAMAMEN TAKTİKSEL .. ŞARDAN ve HELVACI KENDİLERİNE BAŞKANLIK YOLU AÇMAK İÇİN , Polat'a OLAĞANÜSTÜ KONGRE KARARI AL baskısı yapıyorlar..
Ya da İSTİFA ETMESİNİ İSTİYORLAR..
Çünkü olağanüstü kongre kararı alındığında, zaten muhalefetin daha zor bir süreçte yapmak istediği noktaya bir an önce gelinecek.
Hatta bu taktigi bilmeyenler HELAL OLSUN HELVACI'ya muhalefetin işini
BAŞKAN POLAT, YA OLA ĞANÜSTÜ KONGRE KARARI ALACAK, YA İSTİFA EDECEK.. İKİSİ DE OLMAZSA NE OLACAK..
Büyük ihtimalle Polat, istifa etmeyecek, Olağanüstü kongre kararı da almayacak.. o zaman HELVACI NE YAPACAK..
Bakın OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL HANGİ ŞARTLARLA OLUŞUYOR..
Galatasaray Tüzüğüne bakalım..
OLAĞANÜSTÜ TOPLANTI VE GÜNDEMİ
MADDE 28: Olağanüstü toplantı,
28.1) Yönetim Kurulu kararı,
28.2) Denetim Kurulunun yazılı isteği,
28.3) Kaydı açık üyelerin 1/5 (beşte bir)'inin yazılı isteği üzerine yapılır.
28.2 ve 28.3 fıkralarında belirtilen istekler üzerine Yönetim Kurulu en çok 21 (yirmibir) gün içinde Genel Kurulu olağanüstü toplantıya çağırmak zorundadır.
Yönetim Kurulu, Genel Kurulu toplantıya çağırmaz ise üyelerden birisinin başvurusu üzerine, mahalli Sulh Hukuk Hâkimi duruşma yaparak Kulüp üyeleri arasından 3 (üç) kişilik bir heyeti Genel Kurulu olağanüstü toplantıya3 çağırmakla görevlendirir.
Olağanüstü toplantı gündeminde toplantı istemini yapanların görüşülmesini istedikleri konulardan başka konu bulunmaz.
Olağanüstü toplantıda gündeme ilave ve değişiklik yapılamaz.
Maddeleri açalım..
OLAĞAN ÜSTÜ TOPLANTI İÇİN..
1- YÖNETİM KURULU KARAR ALIR.. (Yani Polat ve
2- DENETİM KURULUNUN YAZILI İSTEĞİ
3- İMZA TOPLAMA.. ÜYELERİN 5 de birinin yazılı isteği ile..
Bu üç şartta olağanüstü kongreye gidilebilir..
Bir de Polat'ın İSTİFA olayı var ki, o zaman HELVACI için BALLI BOREK olur..
Çünkü yine Tüzük diyorki, OLAĞAN GENEL KURULA 6 AYDAN FAZLA SÜRE VARSA, ve BAŞKAN İSTİFA EDERSE, yerine 2.BAŞKAN YÖNETİM KURULUNA BAŞKANLIK EDER.
Yani POLAT'ın istifası durumunda BAŞKANLIK KOLTUĞUNA OTURACAK İSİM MEHMET HELVACI..
O Zaman zaten istediği kararı alabilecek..
Her ikisi de olmazsa, yani HELVACI'ın beklentisi , ya da üstü kapalı tehditi, ya da ültimatonu işe yaramazsa, yine açıkladığı gibi DİĞER ALTERNATİFLERİ DENEYCEKTİR..
DENETİM KURULU YAZILI İSTEDİĞİ ile alt maddelerde belirtildiği şekilde Yönetim Kurulu, Genel Kurulu toplantıya çağırmaz ise üyelerden birisinin başvurusu üzerine, mahalli Sulh Hukuk Hâkimi duruşma yaparak Kulüp üyeleri arasından 3 (üç) kişilik bir heyeti Genel Kurulu olağanüstü toplantıya3 çağırmakla görevlendirir.
Zaten
Peki HELVACI'nın bu işe bu kadar asılmasının sebebi ne..
İŞTE ZURNANIN ZOOOOORT DEDİĞİ YER BURASI..
BURAYA D İ K K A T...
HELVACI ve ŞARDAN PLANI BURADA DEVREYE GİRİYOR..
Eveeeeeeet..
Galatasaray da şu an olağanüstü genel kurul kararı alınmaz, Polat istifa etmezse
MART AYINDA YAPILACAK yani İKİ AY sonra yapılacak İDARİ ve MALİ KONGREDE, mali olarak İBRA edilse bile İDARİ OLARAK YÖNETİM İBRA EDİLMEZSE, yani Genel kurulu tarafından AKLANMAZSA..
BAŞKAN, YÖNETİM KURULU VE ALT ÜYELER DAHİL OLMAK ÜZERE HİÇ BİR İSİM BİR SEÇİM DÖNEMİ GEÇMEDEN BAŞKAN ADAYI OLAMAYACAKLAR..
BAŞKANLIK YÖNETİM KURULU VE ALT ÜYELİKLER İÇİN TÜZÜK NE GİBİ ŞARTLAR ÖNGÖRÜYOR.. İŞTE O MADDE..
ÜÇÜNCÜ KISIM
ORGANLAR VE SEÇİMLERİ
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
SEÇİMLERE İLİŞKİN ESASLAR
BAŞKANLIĞA VE KURULLARA SEÇİLMEK İÇİN KIDEM YILI VE NİTELİK
MADDE 59: Aday olan kişilerin kaydı açık ve Genel Kurula
59.1) Kulüp Başkanlığı için 10 (on)
59.2) Yönetim Kurulu üyeler ve yedekleri için 5 (beş)
59.3) Denetim Kurulu üyeler ve yedekleri için 5 (beş)
59.4) Disiplin Kurulu üyeler ve yedekleri için 25 (yirmi beş)
59.5) Sicil Kurulu üyeleri ve yedekleri için 15 (on beş) kıdem yılını doldurmuş olmaları gereklidir.
...VE işte can alıcı nokta..
Aklanmayan Kulüp Başkanı ile Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyeleri bir seçim dönemi geçmeden yeniden aday olamaz ve seçilemezler.
Yani POLAT, ya da BAŞKANLIK İÇİN CAN ATAN HELVACI İLE ŞARDAN ve tabiki diğer üyeler, HER BİRİ AYRI AYRI OYLANACAK OLAN, YÖNETİMSEL yani İDARİ ve MALİ OLARAK İBRA EDİLMEZLERSE....
Yani AKLANAMAZLARSA..
MALİ KONGRE SONRASI imza toplanmasına başlanacak olan OLAĞANÜSTÜ KONGRE de de 2012 de yapılacak MAYIS kongresinde de BAŞKAN ADAYI OLAMAYCAKLAR..
ANCAK ve ancak arada bir olağanüstü kongre olmaması halinde 2015 de ancak HELVACI ve ŞARDAN aday olabilecek..
Yani TELAŞ BURADA..
HELVACI ve ŞARDAN'ın BAŞKANLIK HAKLARINI KAYBETMEMELERİ İÇİN mali kongre öncesi OLAĞANÜSTÜ KONGRE KARARI aldırmalarının ya da POLAT'ı istifaya zorlamalarının sebebi bu..
Eğer POLAT yönetimi, İKİ AY SONRAKİ, MALİ VE İDARİ KONGREYE KADAR devam eder ve genel kurul üyeleri AKLAMAZLARSA..
GEÇMİŞ OLSUN..
2015 YILINA KADAR , POLAT DAHİL TÜM YÖNETİM KURULU ÜYELERİ VE ALT KADRODA NE KADAR İSİM BAŞKAN OLAMAYACAKLAR DEMEKTİR..
Yoksa zaten üyeler MALİ VE İDARİ GENEL KURULDAN SONRA , OLAĞANÜSTÜ KONGRE İÇİN İMZA TOPLAYACAKLARINI AÇIKLADILAR..
Yani iki ay sonra doğal olarak gelişek bir sürece MEHMET HELVACI sanki KAHRAMAN GİBİ ORTAYA ATILIP, POLAT'IN İPİNİ ERKEN ÇEKMEYE NEDEN SOYUNDU..
Çünkü ŞARDAN ve HELVACI'nın BAŞKAN ADAYI OLABİLMELERİ İÇİN, YA DA ADAYLIKLARINI AÇIKLAYABİLMELERİ ANCAK VE ANCAK, MALİ VE İDARİ GENEL KURUL ÖNCESİ ALINACAK, BİR OLAĞANÜSTÜ KONGRE KARARI SAYESİNDE
işin özü HELVACI ve bir diğer başkanlık heveslisi ŞARDAN'ın BAŞKANLIK İÇİN TEK UMUDU BU PLAN..
Ama genel kurul üyelerinin bunu yiyeceklerini sanmıyorum..
Ve.. İKİ AY SONRAKİ İDARİ VE MALİ KURUL BU AÇIDAN OLAĞANÜSTÜ GENEL KURULDAN DA, 2012 DEKİ OLAĞAN KURULDAN DA ÇOK DAHA ÖNEMLİ BİR HALE GELMİŞ OLUYOR.
BİLMEM ANLATABİLDİK Mİ..
TSN ÖZEL HABER..
Adnan Polat kıskaçta
Genel anlamda baktığımız da bu yönetimi başarılı bulanlar da var bulmayanlar da..Nedir peki başarı?
Borçları temizleyip mali anlamda düzlüğe çıkmak mı, yoksa kupalara kupa eklemek mi? Yoksa her ikiside mi?
Galatasaray Spor Kulübü başkanıysan eğer bunların birinden dahi vazgeçemezsin.Galatasaray Türkiye'dir diyorsan eğer kusura bakma ama başarılı değilsin.
Futbol takımının başarısızlığı hatta bunun da ötesinde umut vermeyen futbolunu gözlerinle görüp kılını bile kıpırdatmıyorsan başarılı değilsin.Stat açılmadan bir gün önce statla uğraşıyorum yoğunum diyorsan başarılı değilsin sayın Polat.Bu stat 10 şampiyonluktan değerlidir derken belki haklısın ama ne yazık ki biliyoruz ve algılıyoruz ki bu başarısızlığını örtmek için öne sürdüğün bir bahane.
Peki Helvacı efendinin emrettiği üzere istifa mı etsin sayın Polat.Cevap nettir NE MÜNASEBET!!!
Şöyle bir düşünelim neler oluyor Galatasaray'da..
2 ay sonra Galatasaray'da yönetimin açıklayacağı raporların(özellikle mali düzenlemeler) ibra edilmemesi yönünde bir anlaşmanın olduğu dolaşıyor kulaktan kulağa.Bu da tam olarak şu oluyor;Eğer ibra edilmezse önümüzdeki seçimlerde Adnan Polat dahil hiçbir yönetici başkan adayı olamayacak.İşte Helvacı'nın da kelimenin tam anlamıyla tutuşmasının da sebebi bu.
Biraz daha geriye gidecek olursak şirket birleşmesi tamamlanmadan önce Galatasaray'a en büyük gelir sağlayan şirket Galatasaray Pazarlama A.Ş idi.Bu şirketin başındaki isim şu anda başkanlık adaylığını açıklayan Cemal Özgörkey.Adnan Polat'ın kazandığı son seçimde en büyük katkı şüphesiz Özgörkey'den geldi.
Ve çok değil 2 ay önce Adnan Polat yurtdışındayken,başkanın ben gelmeden toplanmayın demesine rağmen BAŞKANsız toplanan yönetim kurulunun başında Mehmet Helvacı vardı.Cemal Özgörkeyin de istifasını sunmadan hemen önceki Galatasaray Lisesi mezunları zirvesindeki isimler ise dikkat çekici..Mehmet Helvacı Cemal Özgörkey ve Ali Dürüst.Evet Ali Dürüst(Adnan Polat'ın kadrolu muhalifi) ve o da bir liseli..
Böylesine büyük bir camianın 2.başkanının kalkıp da başkana 24 saat mühlet vermesi kesinlikle kabul edilebilir bir davranış olamaz.Bahsettiğim olayları da şöyle bir birleştirir ve Mehmet Helvacı'nın "Ben Galatasaray'a hizmet ediyorum,Polat'a değil,İstifa etmiyorum" açıklamasını da göz önünde bulundurursak tek bir tablo ortaya çıkıyor.Özellikle Canaydın döneminden sonra patlak veren Liseli-Alaylı kapışması bizleri bekliyor.Eğer sürpriz gelişmeler yaşanmazsa liselilerin bu seferki adayı Özgörkey görünüyor.Çünkü bu çıkışının ardından Polat'ın istifa etmeyeceğini ve sadece kendisinin aday olmak için istifa etmesi halinde liselilerin oyunu bölmekten başka birşey yapamayacağını bildiği için Helvacı yönetimde kalacak ve kaos ortamı yaratacak Dürüst ise seçim propagandasını ağır abilerle gizli ve derin görüşmelerle sürdürecek
Galatasaray da bir kaos ortamı yaratılması ve bütün bunların üstüne Galatasaray terbiyesiyle yetişmiş büyüklerin çıkıp "Polat çok yıprandı,istifa etsin" demesi de mi tesadüf?
Seçimleri kazanmak için birtakım girişimlerde bulunmak bu işin doğasında vardır buna itirazımız yok.Fakat başkanın kuyusunu kazmak,tüm Türkiye'nin gözleri önünde 24 saat mühlet verip tehdit etmek ağızlarından düşürmedikleri Galatasaray etiğinin acaba hangi kuralıyla örtüşüyor.
En başında bahsettiğim gibi evet takımımız gerçekten sportif anlamda başarısız ve umarım bu yeni transferler başarılı olur.Çünkü biz kazanmaya alışmış bir taraftar kitlesiyiz ve kazanmayı karakter edinmiş futbolcu topluluğu görmek istiyoruz.Muhalif kesim yönetimin sadece sportif değil mali anlamda da başarısız olduğunu iddia ediyor umarım yanılıyorlardır..
Hepinize Galatasaray dolu günler diliyorum...
Bahattin KIZILGÖK
Borçları temizleyip mali anlamda düzlüğe çıkmak mı, yoksa kupalara kupa eklemek mi? Yoksa her ikiside mi?
Galatasaray Spor Kulübü başkanıysan eğer bunların birinden dahi vazgeçemezsin.Galatasaray Türkiye'dir diyorsan eğer kusura bakma ama başarılı değilsin.
Futbol takımının başarısızlığı hatta bunun da ötesinde umut vermeyen futbolunu gözlerinle görüp kılını bile kıpırdatmıyorsan başarılı değilsin.Stat açılmadan bir gün önce statla uğraşıyorum yoğunum diyorsan başarılı değilsin sayın Polat.Bu stat 10 şampiyonluktan değerlidir derken belki haklısın ama ne yazık ki biliyoruz ve algılıyoruz ki bu başarısızlığını örtmek için öne sürdüğün bir bahane.
Peki Helvacı efendinin emrettiği üzere istifa mı etsin sayın Polat.Cevap nettir NE MÜNASEBET!!!
Şöyle bir düşünelim neler oluyor Galatasaray'da..
2 ay sonra Galatasaray'da yönetimin açıklayacağı raporların(özellikle mali düzenlemeler) ibra edilmemesi yönünde bir anlaşmanın olduğu dolaşıyor kulaktan kulağa.Bu da tam olarak şu oluyor;Eğer ibra edilmezse önümüzdeki seçimlerde Adnan Polat dahil hiçbir yönetici başkan adayı olamayacak.İşte Helvacı'nın da kelimenin tam anlamıyla tutuşmasının da sebebi bu.
Biraz daha geriye gidecek olursak şirket birleşmesi tamamlanmadan önce Galatasaray'a en büyük gelir sağlayan şirket Galatasaray Pazarlama A.Ş idi.Bu şirketin başındaki isim şu anda başkanlık adaylığını açıklayan Cemal Özgörkey.Adnan Polat'ın kazandığı son seçimde en büyük katkı şüphesiz Özgörkey'den geldi.
Ve çok değil 2 ay önce Adnan Polat yurtdışındayken,başkanın ben gelmeden toplanmayın demesine rağmen BAŞKANsız toplanan yönetim kurulunun başında Mehmet Helvacı vardı.Cemal Özgörkeyin de istifasını sunmadan hemen önceki Galatasaray Lisesi mezunları zirvesindeki isimler ise dikkat çekici..Mehmet Helvacı Cemal Özgörkey ve Ali Dürüst.Evet Ali Dürüst(Adnan Polat'ın kadrolu muhalifi) ve o da bir liseli..
Böylesine büyük bir camianın 2.başkanının kalkıp da başkana 24 saat mühlet vermesi kesinlikle kabul edilebilir bir davranış olamaz.Bahsettiğim olayları da şöyle bir birleştirir ve Mehmet Helvacı'nın "Ben Galatasaray'a hizmet ediyorum,Polat'a değil,İstifa etmiyorum" açıklamasını da göz önünde bulundurursak tek bir tablo ortaya çıkıyor.Özellikle Canaydın döneminden sonra patlak veren Liseli-Alaylı kapışması bizleri bekliyor.Eğer sürpriz gelişmeler yaşanmazsa liselilerin bu seferki adayı Özgörkey görünüyor.Çünkü bu çıkışının ardından Polat'ın istifa etmeyeceğini ve sadece kendisinin aday olmak için istifa etmesi halinde liselilerin oyunu bölmekten başka birşey yapamayacağını bildiği için Helvacı yönetimde kalacak ve kaos ortamı yaratacak Dürüst ise seçim propagandasını ağır abilerle gizli ve derin görüşmelerle sürdürecek
Galatasaray da bir kaos ortamı yaratılması ve bütün bunların üstüne Galatasaray terbiyesiyle yetişmiş büyüklerin çıkıp "Polat çok yıprandı,istifa etsin" demesi de mi tesadüf?
Seçimleri kazanmak için birtakım girişimlerde bulunmak bu işin doğasında vardır buna itirazımız yok.Fakat başkanın kuyusunu kazmak,tüm Türkiye'nin gözleri önünde 24 saat mühlet verip tehdit etmek ağızlarından düşürmedikleri Galatasaray etiğinin acaba hangi kuralıyla örtüşüyor.
En başında bahsettiğim gibi evet takımımız gerçekten sportif anlamda başarısız ve umarım bu yeni transferler başarılı olur.Çünkü biz kazanmaya alışmış bir taraftar kitlesiyiz ve kazanmayı karakter edinmiş futbolcu topluluğu görmek istiyoruz.Muhalif kesim yönetimin sadece sportif değil mali anlamda da başarısız olduğunu iddia ediyor umarım yanılıyorlardır..
Hepinize Galatasaray dolu günler diliyorum...
Bahattin KIZILGÖK
Zapata: G.Saray Forması Giymekten Çok Mutluyum
Galatasaray’ın yeni transferi Robinson Zapata, Galatasaray Televizyonu’nda yayınlanan info@sonaslan programına konuk oldu.
Yanımızda Robinson Zapata var ama o kendini Rufai olarak nitelendiriyor. Öncelikle bunu soralım nasıl hitap etmemizi ister?Beni bu programa davet ettiğiniz için çok mutluyum. Galatasaray’da olmaktan bu formayı giymekten de çok mutluyum. Burada çok güzel şeyler yapmaya geldim. Güzel şeylerde yapacağız inşallah. İsim olayına da gelince Rufai olarak sesleniyorsunuz. Seyircilerimizle de paylaşalım Rufai’nin öyküsünü anlatabilir mi?98’de Fransa’da düzenlenen Dünya Kupası’nda Nijerya’nın kalecisi vardı, Rufai. Ve arkadaşlarımla da konuşurken beni ona benzetti. Hem tarz olarak hem stil olarak. Ben de bunu bir televizyon programında açıkladım. Ve hep böyle devam etti.
Galatasaray’da da formasının arkasında Rufai yazacak o zaman.Evet. Çok seviyorum o ismi.
Florya’ya geldiğinden beri, hatta sağlık kontrollerinde arkadaşlarımızın söylemesine göre bir hayli sıcak kanlıymış. Pozitif enerji taşıyan biri Zapata. Çok olumlu izler bıraktı daha ilk görüşte. İlk irtiba önemli. Çok sıcak bir insan. Bununla ilgili düşünceleri ne? Her yerde böyle midir? Yoksa buradaki ilgi mi onu bu hale soktu? Bir de Colin Kazım onu ilk karşılayan isim oldu. Aralarında çok sıcak bir konuşma geçti. Hem bununla ilgili hem de genel anlamda karakteristik özellikleri ile ilgili neler söyleyecek?Her ikisi için de söyleyebiliriz. Bu benim karakterim. Zaten neşeli bir insanım bu tarz şakalar yapmayı seven bir insanım. Arkadaş canlısı bir insanım. Arkadaşlarımla, ailemle devamlı sıcak ilişkiler kurmayı seven bir insanım. Onun haricinde bu şekilde davranabilmeniz için size bu güvenin verilmesi gerekiyor. Buraya geleli daha bir gün olmadı ama buradaki insanlardan bu enerjiyi aldım. Bana karşı olumlu enerjiyi aldım. Otomotikman bu beni etkiledi tabii. Her zaman gülümsemem, şakalar yapmam, sıcak davranmam bana karşı sıcak karşılamadan dolayı. Kulüp personeli, futbolcular… Hepsinden aldığım pozitif enerjidir.
Transferin öyküsünü de soralım. Nasıl gelişti ve nasıl oldu?Galatasaray’dan ilk teklifi aldığım zaman, Aralık ayı sonu olarak değerlendirebiliriz. Sadece Galatasaray’dan değil, birçok kulüpten de teklif aldım. Kolombiya ve Polonya’dan bir kaç takımdan teklif aldım. Ve şu anda ismini hatırlayamıyorum ama Türkiye’den bir takımdan daha teklif aldım. Sonra bir tatile çıktık ve teknik direktörümüz Hagi ile bir konuşmam oldu. Olumlu bir konuşma geçti. Ondan sonrada tamamen Galatasaray’a hazır olduğumu hissettim. Bundan sonra da tamamen Galatasaray hakkında bir karar vermek istedim. Diğer kulüpleri de arayıp, teşekkür ettim ve gelemeyeceğimi söyledim.
Zapata’yı bir taraftara sorsak çoğu Galatasaray - Steaua Bükreş maçından bahseder. Ama tabiî ki kariyeri bu kadarla sınırlı değil. İnternette de belki çok bilgi yok, Türk medyasının eksikliği olabilir bu yönde. Zapata kariyer çizgisini anlatsa ve taraftarlar bilgi sahibi olsa çok seviniriz. Tabii sizin de belirttiğiniz gibi kariyerim bununla sınırlı değil. Profesyonel anlamda ilk kez America De Cali takımında 17 yaşında oynamaya başladım. Uzun süre o takımda oynadım ve birçok başarılara imza attım. 4 tane kupa kazandım. Kariyerimin bir bölümünde Arjantin’de de oynadım. Independiente’de Culio’yla beraber oynadık. Bir tane Libertadores kupa finalim var. Onun dışında Kolombiya 20 Yaş Altı Milli Takımı ve A Milli Takımı’nda da görev aldım. Daha sonra da bildiğiniz gibi 3 senelik bir Romanya serüveni var. Şampiyonlar Ligi’nde de bir çok maça çıktım.
Müthiş bir tecrübe. Bizim de elimizde kariyeriyle ilgili dipnotlar var isterseniz onları paylaşalım. Kolombiya’da bir kez yılın kalecisi, bir kez de yılın en iyi ikinci kalecisi seçildi. Bizim bildiğimiz Kolombiya’dan iyi kaleciler çıkar. Türkiye’ye gelenler de öyleydi. Galatasaray’ın kalesini koruyan Ali Faryd Mondragon, Beşiktaş ve Antalyaspor’da oynamış Oscar Cordoba. Bu önemli bir referanstır ve Türkiye’de kendisine olumlu bakılacaktır. Bu arada şu soruyu da soralım; gelmeden önce Mondragon ile konuştu mu, Zapata’ya Galatasaray’ı anlattı mı?Mondragon ile tabiî ki bir görüşmem oldu. Kendisiyle daha önce de görüşmelerim olmuştu. Aralık ayında bir kez daha konuştum ve Galatasaray Kulübü’nün ne kadar güzel bir kulüp olduğunu, çalışanların ne kadar sıcakkanlı olduğunu, söyledi ve bana oldukça güzel şeyler anlattı. Sizin de belirttiğiniz gibi buraya gelmeden önce kendisiyle bir konuşma geçti aramızda.
Romanya Ligi’nde 2008’in en iyi kalecisi ve en iyi gelişim gösteren oyuncusu seçildi. Kaleciler 32 yaşında gelişim gösterir mi? Kalecilerin yaşları ilerledikçe olgunlaştıkları söyleniyor buna katılıyor mu?Buna ben de katılıyorum. Yaş önemli değil. Öğrenmeye açıksanız daha çok şey öğrenebiliyorsunuz.
Yine Romanya’da 2009 yılında yılın en iyi yabancı oyuncusu ünvanını kazanmış ve Kolombiya’da Cartagena’da efsane statüsünde Copa America, Avrupa Ligi ve Şampiyonlar Ligi’nde forma giydi. Bu kadar çok ünvanıyla Galatasaray’daki yeni hedefleri neler? Üst düzey bir stadyum olan Türk Telekom Arena’da oynayacak. Bununla ilgili neler söyleyecek?İlk etaptaki amacım adaptasyon. Takıma adapte olmak, sisteme adapte olmak. Zaten teknik direktörümüz Hagi’yi önceden tanıdığım için zorluk çekeceğimi düşünmüyorum. Onun bana karşı olan tutumunu da çok iyi biliyorum. Bana yardımcı olacağını ve adaptasyon konusunda bir sıkıntı olacağını hiç düşünmüyorum. Daha önce de dediğim gibi çok büyük camiaya geldiğimin farkındayım ve çok da mutluyum. Galatasaray şu an içinde bulunduğu durumu hak etmiyor ama biz futbolcular olarak takımı bu durumdan çıkartacağız. Ben elimden gelen her şeyi yapacağım ve Galatasaray ile bu güzel stadyumda çok güzel başarılara imza atmak istiyorum.
Yanımızda Robinson Zapata var ama o kendini Rufai olarak nitelendiriyor. Öncelikle bunu soralım nasıl hitap etmemizi ister?Beni bu programa davet ettiğiniz için çok mutluyum. Galatasaray’da olmaktan bu formayı giymekten de çok mutluyum. Burada çok güzel şeyler yapmaya geldim. Güzel şeylerde yapacağız inşallah. İsim olayına da gelince Rufai olarak sesleniyorsunuz. Seyircilerimizle de paylaşalım Rufai’nin öyküsünü anlatabilir mi?98’de Fransa’da düzenlenen Dünya Kupası’nda Nijerya’nın kalecisi vardı, Rufai. Ve arkadaşlarımla da konuşurken beni ona benzetti. Hem tarz olarak hem stil olarak. Ben de bunu bir televizyon programında açıkladım. Ve hep böyle devam etti.
Galatasaray’da da formasının arkasında Rufai yazacak o zaman.Evet. Çok seviyorum o ismi.
Florya’ya geldiğinden beri, hatta sağlık kontrollerinde arkadaşlarımızın söylemesine göre bir hayli sıcak kanlıymış. Pozitif enerji taşıyan biri Zapata. Çok olumlu izler bıraktı daha ilk görüşte. İlk irtiba önemli. Çok sıcak bir insan. Bununla ilgili düşünceleri ne? Her yerde böyle midir? Yoksa buradaki ilgi mi onu bu hale soktu? Bir de Colin Kazım onu ilk karşılayan isim oldu. Aralarında çok sıcak bir konuşma geçti. Hem bununla ilgili hem de genel anlamda karakteristik özellikleri ile ilgili neler söyleyecek?Her ikisi için de söyleyebiliriz. Bu benim karakterim. Zaten neşeli bir insanım bu tarz şakalar yapmayı seven bir insanım. Arkadaş canlısı bir insanım. Arkadaşlarımla, ailemle devamlı sıcak ilişkiler kurmayı seven bir insanım. Onun haricinde bu şekilde davranabilmeniz için size bu güvenin verilmesi gerekiyor. Buraya geleli daha bir gün olmadı ama buradaki insanlardan bu enerjiyi aldım. Bana karşı olumlu enerjiyi aldım. Otomotikman bu beni etkiledi tabii. Her zaman gülümsemem, şakalar yapmam, sıcak davranmam bana karşı sıcak karşılamadan dolayı. Kulüp personeli, futbolcular… Hepsinden aldığım pozitif enerjidir.
Transferin öyküsünü de soralım. Nasıl gelişti ve nasıl oldu?Galatasaray’dan ilk teklifi aldığım zaman, Aralık ayı sonu olarak değerlendirebiliriz. Sadece Galatasaray’dan değil, birçok kulüpten de teklif aldım. Kolombiya ve Polonya’dan bir kaç takımdan teklif aldım. Ve şu anda ismini hatırlayamıyorum ama Türkiye’den bir takımdan daha teklif aldım. Sonra bir tatile çıktık ve teknik direktörümüz Hagi ile bir konuşmam oldu. Olumlu bir konuşma geçti. Ondan sonrada tamamen Galatasaray’a hazır olduğumu hissettim. Bundan sonra da tamamen Galatasaray hakkında bir karar vermek istedim. Diğer kulüpleri de arayıp, teşekkür ettim ve gelemeyeceğimi söyledim.
Zapata’yı bir taraftara sorsak çoğu Galatasaray - Steaua Bükreş maçından bahseder. Ama tabiî ki kariyeri bu kadarla sınırlı değil. İnternette de belki çok bilgi yok, Türk medyasının eksikliği olabilir bu yönde. Zapata kariyer çizgisini anlatsa ve taraftarlar bilgi sahibi olsa çok seviniriz. Tabii sizin de belirttiğiniz gibi kariyerim bununla sınırlı değil. Profesyonel anlamda ilk kez America De Cali takımında 17 yaşında oynamaya başladım. Uzun süre o takımda oynadım ve birçok başarılara imza attım. 4 tane kupa kazandım. Kariyerimin bir bölümünde Arjantin’de de oynadım. Independiente’de Culio’yla beraber oynadık. Bir tane Libertadores kupa finalim var. Onun dışında Kolombiya 20 Yaş Altı Milli Takımı ve A Milli Takımı’nda da görev aldım. Daha sonra da bildiğiniz gibi 3 senelik bir Romanya serüveni var. Şampiyonlar Ligi’nde de bir çok maça çıktım.
Müthiş bir tecrübe. Bizim de elimizde kariyeriyle ilgili dipnotlar var isterseniz onları paylaşalım. Kolombiya’da bir kez yılın kalecisi, bir kez de yılın en iyi ikinci kalecisi seçildi. Bizim bildiğimiz Kolombiya’dan iyi kaleciler çıkar. Türkiye’ye gelenler de öyleydi. Galatasaray’ın kalesini koruyan Ali Faryd Mondragon, Beşiktaş ve Antalyaspor’da oynamış Oscar Cordoba. Bu önemli bir referanstır ve Türkiye’de kendisine olumlu bakılacaktır. Bu arada şu soruyu da soralım; gelmeden önce Mondragon ile konuştu mu, Zapata’ya Galatasaray’ı anlattı mı?Mondragon ile tabiî ki bir görüşmem oldu. Kendisiyle daha önce de görüşmelerim olmuştu. Aralık ayında bir kez daha konuştum ve Galatasaray Kulübü’nün ne kadar güzel bir kulüp olduğunu, çalışanların ne kadar sıcakkanlı olduğunu, söyledi ve bana oldukça güzel şeyler anlattı. Sizin de belirttiğiniz gibi buraya gelmeden önce kendisiyle bir konuşma geçti aramızda.
Romanya Ligi’nde 2008’in en iyi kalecisi ve en iyi gelişim gösteren oyuncusu seçildi. Kaleciler 32 yaşında gelişim gösterir mi? Kalecilerin yaşları ilerledikçe olgunlaştıkları söyleniyor buna katılıyor mu?Buna ben de katılıyorum. Yaş önemli değil. Öğrenmeye açıksanız daha çok şey öğrenebiliyorsunuz.
Yine Romanya’da 2009 yılında yılın en iyi yabancı oyuncusu ünvanını kazanmış ve Kolombiya’da Cartagena’da efsane statüsünde Copa America, Avrupa Ligi ve Şampiyonlar Ligi’nde forma giydi. Bu kadar çok ünvanıyla Galatasaray’daki yeni hedefleri neler? Üst düzey bir stadyum olan Türk Telekom Arena’da oynayacak. Bununla ilgili neler söyleyecek?İlk etaptaki amacım adaptasyon. Takıma adapte olmak, sisteme adapte olmak. Zaten teknik direktörümüz Hagi’yi önceden tanıdığım için zorluk çekeceğimi düşünmüyorum. Onun bana karşı olan tutumunu da çok iyi biliyorum. Bana yardımcı olacağını ve adaptasyon konusunda bir sıkıntı olacağını hiç düşünmüyorum. Daha önce de dediğim gibi çok büyük camiaya geldiğimin farkındayım ve çok da mutluyum. Galatasaray şu an içinde bulunduğu durumu hak etmiyor ama biz futbolcular olarak takımı bu durumdan çıkartacağız. Ben elimden gelen her şeyi yapacağım ve Galatasaray ile bu güzel stadyumda çok güzel başarılara imza atmak istiyorum.
Stancu: Gol Atmayı Çok Seviyorum
Galatasaray’ın yeni transferi Bogdan Stancu, Galatasaray Televizyonu’nda yayınlanan info@sonaslan programının konuğu oldu.
Çok kısa bir süre önce Antalya kampından geldi. Steaua Bükreş’in kampındaydı, İstanbul’a geldi. Hatta Steaua Bükreş eşofmanları ile görüntülendi. Çok hızlı mı gelişti her şey? 24 saat içinde neler oldu?
Gerçekten Galatasaray hakkında hep gazetelerde, haberlerde okuyordum. Böyle bir rüyam gerçekleştiği için çok mutluyum. Çünkü gerçekten çok büyük bir kulübe, büyük bir camiaya geldim. Ve bu kulüp için elimden geleni yapmaya hazırım. Kendimi futbolcu olarak kanıtlamaya geldiğimi söyleyebilirim.
Kariyer basamakları ile gidelim. Argeş Piteşti takımında futbola başlamış Stancu. Ve takımın İtalyan çalıştırıcısı tarafından Dacia Mioveni takımına transfer olmuş. Kuşkusuz gelişmesi için. Ama burada ilginç bir şey var. İlginç bir sözleşmeye imza atmış. Garanti para alıyor ama her oynadığı dakika başına 1 dolar gibi sembolik bir teklif etmiş. Neden?Argeş Piteşti’de başladım kariyerime. Fakat 16 yaşında olduğum için ve oynamam gerektiği için beni Dacia Mioveni takımına kiraladılar. Sadace yarım sezon oynadım. Ve gerçekten sözleşmem bu şekilde yapılmıştı. Fakat dönüşümde tekrar Argeş takımına gittim. Ve burada oynamaya başladım. Maalesef teknik direktör değişikliği yapıldığı için sizin de bahsettiğiniz İtalyan teknik direktör başına geldi. Kendisi gençlere pek fazla önem vermediği için, ben onunla birlikte oynamaya fırsat bulamadım. Gidiş bakımından serbest bırakıldım. Kendine kulüp bul denildi. Ben serbest kalınca Unirea Urziceni takıma transfer oldum. Orada da Dan Petrescu ile çalışmaya başladım.
Bizim de aslında bu takımın ismini duyduğumuz yıllar. Ortaya çıkan bir başarı. O dönem ile ilgili neler söyleyecek. Kendisi de şüphesiz o döneme katkı sağlıyor. O dönemde 11 golle Romanya Kupası’nın alınmasını sağlıyor. Evet gerçekten bu benim şansım oldu diyebilirim. Çünkü Dan Petrescu gibi bir antrenör ile çalışmaya başladım. Onu herkes tanıyor. Ne kadar hırslı olduğunu ve ne kadar çalışkan olduğunu herkes biliyor. Bu kötü dönemden sonra Unirea Urziceni’de elimden geleni yapmayı istedim. Bu takımla birlikte büyük performanslara imza atmayı hedefliyorduk. Unirea Urziceni’de iki sezon oynadım. Orada müthiş bir performansa imza attık birlikte. 2 yıl sonra da Steaua Bükreş’e transfer oldum.
Steaua Bükreş döneminde de 72 maç oynayıp, 32 gol kaydetme becerisini göstermiş genç futbolcu. Bu dönemde ilginç bir açıklama var. Mesela Roma’ya karşı oynadıkları ve 3-1 kazandıkları maçtan sonra Spalettin’in bir açıklaması var. Daha önce Romanya - İtalya maçında da izlemiş olduğum rakibin 28 numaralı futbolcusunu beğendim. Oldukça yetenekli bir oyuncu diyor Stancu ile ilgili. O futbolcu bugün Türkiye’de, bu açıklamalar kuşkusuz onda bir yıldız potansiyeli olduğunun da göstergesi. O yıldız potansiyeli Türkiye’de neler hedefliyor?
Bana göre kadro ve kalite Türkiye’nin en iyi takımlarından birine geldim. Çünkü Galatasaray derken Türkiye’nin en büyük takımından bahsediyorsun. Dolayısıyla her zaman şunu düşünüyorum, Galatasaray her zaman kazanmak zorundadır. Her zaman şampiyonluğa ve büyük hedeflere oynamak zorundadır. Tabii ki Galatasaray’a beni getiren ilk önce Hagi’ye ve yöneticilere teşekkür borçluyum. Performansımla Galatasaray’a katkıda bulunmak istiyorum. Elimizden geleni yaparak Galatasaray’ı hak ettiği yere hep birlikte taşımak istiyorum. Ayrıca, genç bir futbolcu olduğuma göre öğrenmem gereken pek çok şey var. Gol atmayı çok seviyorum.
Gol atmaya geldi yani…Evet.
Bu başarılı performansı ve yıldız adaylığıyla Stancu’yu Romanya’da Mutu’ya benzetiyorlar. Ama o diyor ki ben kendimi Mutu’yla karşılaştırmak istemiyorum benim idolüm Ronaldo diyor. Bu açıklamanın nedenini soracağız kendisine ve bahsettiği Ronaldo Cristiano Ronaldo’mu, Luis Nazario Lima Ronaldo mu? Madrid’te oynadığı dönemlerde Brezilyalı Ronaldo’yu gerçekten çok beğeniyordum. Çünkü her yönden tam bir golcüydü. Hatta gördüğüm en iyi golcü olarak değerlendirebilirim. Aynı zamanda Cristiano Ronaldo’yu da çok beğeniyorum ve takdir ediyorum. Bunu şu açıdan söyleyebilirim ben gerçekten tam bir Real Madrid taraftarıyım. Real Madrid’i çok seviyorum ve beğeniyorum. Cristiano da orada oynadığı için onu da çok beğeniyorum.
Tarzını benzetiyor mu Brezilyalı Ronaldo’ya?Stil olarak bilmiyorum. Ancak beni görenler değerlendirir ama şunu söyleyebilirim ki kalenin önünde onun kadar gol atmayı seven biri olduğumu söyleyebilirim.
Stancu’nun hocasının bir açıklaması var. ‘’Stancu ile çalışmak zor ama bunun nedeni onun çok kaprisli bir futbolcu olması değil veya çok inatçı bir oyuncu olması değil, çok duygusal olması’’ diyor. Çok mu duygusal ve bu açıklamadan yola çıkarsak ki kendisi ne bir de lakap takılmış kedi lakabı. Türkiye’de de bu şekilde hitap edilmesini ister mi?Duygusal dönemlerim geride kaldı. Gençliğimde biraz duygusaldım, biraz çekingendim yani ön plana çıkmayı o kadar sevmiyordum. Artık ben de büyüdüm, belli bir yaşa geldim. 23 yaşındayım. O kadar duygusal olduğumu zannetmiyorum şu anda. Daha aktif olduğumu düşünüyorum. Kedi lakabı ise duygusal değil de antrenmanlarda ve hazırlık maçlarında devamlı kalenin ağzında beklediğim için, gol atmayı sevdiğim için, çalıştığım antrenörler bu lakabı taktılar bana çünkü fareyi bekleyen kedi gibiydim. Lakabım buradan kaynaklanıyor.
Peki şunu da soralım. Son dönemin moda tarzlarından biri de dövmeli futbolcular. Stancu da dövmeli bir futbolcu.Evet ama yalnızca bir dövmem var. 2.5 yıl önce Steaua Bükreş’e transfer olduğumda yaptırmıştım.
Bilgilerimi kontrol ediyorum ve Stancu’yu her yönüyle taraftara tanıtmak istiyorum. Son olarak kendisinin taraftara bir mesajı var mı?Gençliğimden bugüne kadar olan dönemde Galatasaray’ın maçlarını mümkün olduğu kadar takip etmeye çalışmıştım. Galatasaray’ın çok ateşli bir taraftara sahip olduğunu gördüm. Bundan sonra da aynı şekilde devam etmelerini diliyorum, her zaman takımın yanında olmalarını isterim ve tabi ki hedeflerimize ulaşmak için her zaman taraftarlara ihtiyacımız var. Mümkün olduğu kadar yanımızda olsunlar çünkü biz elimizden geleni yaparak hedeflere ulaşmaya çalışacağız ve taraftarı memnun etmeye çalışacağız
Çok kısa bir süre önce Antalya kampından geldi. Steaua Bükreş’in kampındaydı, İstanbul’a geldi. Hatta Steaua Bükreş eşofmanları ile görüntülendi. Çok hızlı mı gelişti her şey? 24 saat içinde neler oldu?
Gerçekten Galatasaray hakkında hep gazetelerde, haberlerde okuyordum. Böyle bir rüyam gerçekleştiği için çok mutluyum. Çünkü gerçekten çok büyük bir kulübe, büyük bir camiaya geldim. Ve bu kulüp için elimden geleni yapmaya hazırım. Kendimi futbolcu olarak kanıtlamaya geldiğimi söyleyebilirim.
Kariyer basamakları ile gidelim. Argeş Piteşti takımında futbola başlamış Stancu. Ve takımın İtalyan çalıştırıcısı tarafından Dacia Mioveni takımına transfer olmuş. Kuşkusuz gelişmesi için. Ama burada ilginç bir şey var. İlginç bir sözleşmeye imza atmış. Garanti para alıyor ama her oynadığı dakika başına 1 dolar gibi sembolik bir teklif etmiş. Neden?Argeş Piteşti’de başladım kariyerime. Fakat 16 yaşında olduğum için ve oynamam gerektiği için beni Dacia Mioveni takımına kiraladılar. Sadace yarım sezon oynadım. Ve gerçekten sözleşmem bu şekilde yapılmıştı. Fakat dönüşümde tekrar Argeş takımına gittim. Ve burada oynamaya başladım. Maalesef teknik direktör değişikliği yapıldığı için sizin de bahsettiğiniz İtalyan teknik direktör başına geldi. Kendisi gençlere pek fazla önem vermediği için, ben onunla birlikte oynamaya fırsat bulamadım. Gidiş bakımından serbest bırakıldım. Kendine kulüp bul denildi. Ben serbest kalınca Unirea Urziceni takıma transfer oldum. Orada da Dan Petrescu ile çalışmaya başladım.
Bizim de aslında bu takımın ismini duyduğumuz yıllar. Ortaya çıkan bir başarı. O dönem ile ilgili neler söyleyecek. Kendisi de şüphesiz o döneme katkı sağlıyor. O dönemde 11 golle Romanya Kupası’nın alınmasını sağlıyor. Evet gerçekten bu benim şansım oldu diyebilirim. Çünkü Dan Petrescu gibi bir antrenör ile çalışmaya başladım. Onu herkes tanıyor. Ne kadar hırslı olduğunu ve ne kadar çalışkan olduğunu herkes biliyor. Bu kötü dönemden sonra Unirea Urziceni’de elimden geleni yapmayı istedim. Bu takımla birlikte büyük performanslara imza atmayı hedefliyorduk. Unirea Urziceni’de iki sezon oynadım. Orada müthiş bir performansa imza attık birlikte. 2 yıl sonra da Steaua Bükreş’e transfer oldum.
Steaua Bükreş döneminde de 72 maç oynayıp, 32 gol kaydetme becerisini göstermiş genç futbolcu. Bu dönemde ilginç bir açıklama var. Mesela Roma’ya karşı oynadıkları ve 3-1 kazandıkları maçtan sonra Spalettin’in bir açıklaması var. Daha önce Romanya - İtalya maçında da izlemiş olduğum rakibin 28 numaralı futbolcusunu beğendim. Oldukça yetenekli bir oyuncu diyor Stancu ile ilgili. O futbolcu bugün Türkiye’de, bu açıklamalar kuşkusuz onda bir yıldız potansiyeli olduğunun da göstergesi. O yıldız potansiyeli Türkiye’de neler hedefliyor?
Bana göre kadro ve kalite Türkiye’nin en iyi takımlarından birine geldim. Çünkü Galatasaray derken Türkiye’nin en büyük takımından bahsediyorsun. Dolayısıyla her zaman şunu düşünüyorum, Galatasaray her zaman kazanmak zorundadır. Her zaman şampiyonluğa ve büyük hedeflere oynamak zorundadır. Tabii ki Galatasaray’a beni getiren ilk önce Hagi’ye ve yöneticilere teşekkür borçluyum. Performansımla Galatasaray’a katkıda bulunmak istiyorum. Elimizden geleni yaparak Galatasaray’ı hak ettiği yere hep birlikte taşımak istiyorum. Ayrıca, genç bir futbolcu olduğuma göre öğrenmem gereken pek çok şey var. Gol atmayı çok seviyorum.
Gol atmaya geldi yani…Evet.
Bu başarılı performansı ve yıldız adaylığıyla Stancu’yu Romanya’da Mutu’ya benzetiyorlar. Ama o diyor ki ben kendimi Mutu’yla karşılaştırmak istemiyorum benim idolüm Ronaldo diyor. Bu açıklamanın nedenini soracağız kendisine ve bahsettiği Ronaldo Cristiano Ronaldo’mu, Luis Nazario Lima Ronaldo mu? Madrid’te oynadığı dönemlerde Brezilyalı Ronaldo’yu gerçekten çok beğeniyordum. Çünkü her yönden tam bir golcüydü. Hatta gördüğüm en iyi golcü olarak değerlendirebilirim. Aynı zamanda Cristiano Ronaldo’yu da çok beğeniyorum ve takdir ediyorum. Bunu şu açıdan söyleyebilirim ben gerçekten tam bir Real Madrid taraftarıyım. Real Madrid’i çok seviyorum ve beğeniyorum. Cristiano da orada oynadığı için onu da çok beğeniyorum.
Tarzını benzetiyor mu Brezilyalı Ronaldo’ya?Stil olarak bilmiyorum. Ancak beni görenler değerlendirir ama şunu söyleyebilirim ki kalenin önünde onun kadar gol atmayı seven biri olduğumu söyleyebilirim.
Stancu’nun hocasının bir açıklaması var. ‘’Stancu ile çalışmak zor ama bunun nedeni onun çok kaprisli bir futbolcu olması değil veya çok inatçı bir oyuncu olması değil, çok duygusal olması’’ diyor. Çok mu duygusal ve bu açıklamadan yola çıkarsak ki kendisi ne bir de lakap takılmış kedi lakabı. Türkiye’de de bu şekilde hitap edilmesini ister mi?Duygusal dönemlerim geride kaldı. Gençliğimde biraz duygusaldım, biraz çekingendim yani ön plana çıkmayı o kadar sevmiyordum. Artık ben de büyüdüm, belli bir yaşa geldim. 23 yaşındayım. O kadar duygusal olduğumu zannetmiyorum şu anda. Daha aktif olduğumu düşünüyorum. Kedi lakabı ise duygusal değil de antrenmanlarda ve hazırlık maçlarında devamlı kalenin ağzında beklediğim için, gol atmayı sevdiğim için, çalıştığım antrenörler bu lakabı taktılar bana çünkü fareyi bekleyen kedi gibiydim. Lakabım buradan kaynaklanıyor.
Peki şunu da soralım. Son dönemin moda tarzlarından biri de dövmeli futbolcular. Stancu da dövmeli bir futbolcu.Evet ama yalnızca bir dövmem var. 2.5 yıl önce Steaua Bükreş’e transfer olduğumda yaptırmıştım.
Bilgilerimi kontrol ediyorum ve Stancu’yu her yönüyle taraftara tanıtmak istiyorum. Son olarak kendisinin taraftara bir mesajı var mı?Gençliğimden bugüne kadar olan dönemde Galatasaray’ın maçlarını mümkün olduğu kadar takip etmeye çalışmıştım. Galatasaray’ın çok ateşli bir taraftara sahip olduğunu gördüm. Bundan sonra da aynı şekilde devam etmelerini diliyorum, her zaman takımın yanında olmalarını isterim ve tabi ki hedeflerimize ulaşmak için her zaman taraftarlara ihtiyacımız var. Mümkün olduğu kadar yanımızda olsunlar çünkü biz elimizden geleni yaparak hedeflere ulaşmaya çalışacağız ve taraftarı memnun etmeye çalışacağız
Yekta Kurtuluş: Rüyalarımda Gördüğüm Formayı Giyeceğim
Galatasaray’ın Yeni Transferi Yekta Kurtuluş, Galatasaray Televizyonu’nda yayınlanan info@sonaslan programına konuk oldu.
Muhteşem bir duygudur kuşkusuz, o duygularından başlayalım. Sağ bek oynadığın İzmir günlerinden hayalini kurduğun çocukluk takımın Galatasaray’a kadar geldin müthiş bir şeydir, rüya gibi bir atmosfer senin için. Nasıl anlatırsın o duygu yoğunluğunu?
Herhalde o formayı giyene kadar idrak edemeyeceğim bunu. Çünkü gerçekten enteresan duygular içindeyim. Hayal ettiğim, belki de rüyalarımda gördüğüm formayla mücadele etme şansı yakaladım o formayı ilk giydiğimde oluşacak hislerimi ben de merak ediyorum.
Zaten o formayı daha önce giymişsin. İnternette futbolcuyken değil, taraftarken bir Kadıköy deplasmanında, deplasman tribününde üzerinde sarı kırmızı formayla çekilmiş fotoğrafın var. Bu da gerçekten Galatasaraylı olduğunun göstergesi olarak duruyor.Profesyonellikten önce Galatasaraylı’ydım. Daha sonra profesyonel oldum. O yüzden duygularıma pek hakim olamıyorum açıkçası. Aslında pek doğru bir şey değil bu yaptığım ama, yapacak bir şey yok. Galatasaraylılık ağır basıyor.
Duygusallıkla profesyonellik, futbolculuk birleşince ortaya güzel şeyler çıkıyor. Taraftarların sürekli dile getirdiği mücadele gücü yüksek, takımı için her şeyi verebilecek futbolcu tipi belki sende bu şekilde tezahür etmiş olur.Umarım, zaten bunun için buradayım. Daha önce de söyledim bunu, forma umarım üzerime yakışır ve hak ettiği teri akıtırım.
Tek tek bakacak olursak Kasımpaşa döneminden başlamak istiyorum. Sıklıkla yedek kulübesinde geçen bir dönem var. Ama sonrasında Yılmaz Vural’ın gelişiyle beraber yine öncelikle tercih edilmiyorsun ama bir Beşiktaş mücadelesinde 35. dakikada oyuna giriyorsun ve bir daha o formayı üzerinden bırakmıyor, milli takıma kadar yükseliyorsun. O dönemle ilgili başlarsak, kariyerinle ilgili nasıl bir başlangıç oldu o günler?
Kasımpaşa’ya geldiğimde benim tarzımda oyuncuları sevmeyen bir hocayla çalıştım, o yüzden biraz şanssızlık oldu benim için ama daha sonra forma şansı buldukça onların da bana bakış açıları değişti. Sonra Yılmaz Hoca’nın gelişiyle her şey tam tersine döndü. Dediğiniz gibi bir Beşiktaş maçından sonra, dediğiniz gibi benim için çok önemli bir rakam olan 35. dakikadan sonra forma üstümden çıkmadı.
İzmirspor’da oynadın ve İzmirlisin aynı zamanda. Galatasaray’da da çok sayıda İzmirli var, arkadaşlık anlamında da sıkıntı çekmeyeceksin herhalde.Evet, hepsi daha önceden de çocukluk arkadaşım.
Özelliklerine baktığımız zaman, annen ve baban gazeteci, çok saygın bir meslek sahibi. Ama sen enişten sayesinde futbolcu olmuşsun. O futbolculuk hikayenden de bahsedersen camiaya biraz daha yakından tanıtmış olur seni.Eniştem Abdül Batur İzmir’de Narlıdere Belediye Başkanlığı yapıyor şu ara. Ben hep onu izleyerek büyüdüm, gerçekten çok yetenekli bir futbolcuydu. Orta sahada oynuyordu, pek yuvarlağın içinde çıkmazdı ama inanılmaz bir futbolcuydu. Onun sayesinde futbol aşkı doğdu ben de. Sonrasında da yine bir gazeteci aile dostumuz İsmail Özelçinler vasıtasıyla İzmirspor’a gittim. Bana gerçekten büyük bir iyilik yapmışlar.
‘’Para hırsıyla girmedim bu işe’’ demişsin bir röportajında. ‘’Her zaman zevk alarak oynadım, hala da öyleyim’’ diyorsun. Bu da yine Galatasaray’daki başarı kriterlerine bakarsak başarılı olman için önemli kriterlerden biri olarak görünüyor. ‘’Çocukken de zamanımın çoğunu evde değil, dışarıda top oynayarak geçirdim’’ demişsin.Çok şükür ailemin durumu hiçbir zaman kötü olmadı, o yüzden para hırsım yoktu. Şu anda da aynı şekilde. Aslında çok iyi bir profesyonel değilim, biraz amatör bir ruha sahibim. O yüzden Galatasaray’da olmak benim için çok büyük bir avantaj olacak.
Sana bu transfer teklifi geldiğinde duygusal nedenlerle, Galatasaraylı olduğun için seçimini yaptın. Futbola farklı bir bakış açın var. Başka hangi kriterler önemliydi, Galatasaraylılık yetti mi?Galatasaraylılık aslında Kasımpaşa’da olduğum için ikinci plandaydı. Onlar ne derse onu yapacaktım. Sağ olsunlar beni kırmadılar. Benim isteklerim doğrultusunda hareket ettiler. Onlara da buradan çok teşekkür ediyorum ve Galatasaraylı oldum.
Orta sahada oynadığın dönemlerdeki idolün Tugay Kerimoğlu, yine Galatasaraylılık söz konusu. Bu kez antrenörün olarak görev yapacak, o da sende farklı duygular uyandırıyordur.
Büyük bir avantaj benim için, çünkü Tugay Hoca’yı izleyerek büyüdüm. O futbolu bıraktığında gözyaşları dökenlerden bir tanesiydim. Çok şey kazanacağım ondan. İlk karşılaştığımda benim için efsane olması sebebiyle biraz heyecanlandım. Daha sonra hoca olarak bakacağım şu anda.
Türk futbolseverler aslında seni tanıyorlar, milli takıma kadar yükseldin. Hiddink’in de dikkatini çektin. Top kullanma becerisi olan, bu anlamda sivrilebilen hareketli bir oyuncusun. Kendini ifade etmeni istesen nasıl olur? Arkadaşların ya da otoriteler seni nasıl tanımlarlar?Benim en büyük avantajım geçen sezon çok tecrübeli çok kaliteli futbolcularla birlikte oynamış olmam. Murat Erdoğan olsun, Koray Avcı olsun, Cenk İşler olsun, Emre Toraman olsun gerçekten çok kabiliyetli ve çok tecrübeli insanlar. Belki de onların sayesinde milli takıma yükseldim. Çünkü onlar oynattılar beni. Hatalarımı söylediler, yapmam gerekenleri söylediler. Milli takıma kadar yükseldim.
Röportajlarından da demeçlerini aldım. Onlardan da sana sormak istiyorum. Mesela ‘’Alt yapılarda sağ bek oynadığım dönemde bile her sezon en az 10 golüm vardı’’ demişsin, iddialı bir açıklama. O zaman Galatasaray’da taraftarlar senden gol bekleyebilirler. Son dönemlerde aslında pek gol becerim yok. Onu geliştirmem gerekiyor.
Belki oyun anlayışıyla alakalıdır.O da olabilir.
Son dönemde Kasımpaşa’da pek iyi gitmedi.Onunla da ilgisi olabilir.
2. ligde oynadın, küme düştü Kasımpaşa görev yaptın. Şimdi de düşmeme mücadelesi veren bir takımdan geliyorsun ve bu sezon beklentilerin biraz uzağında kalmış olmasına rağmen her zaman zirveyi hedefleyen, şampiyonluk hedefleyen bir takıma geldin. Bu oyun mantalitesi bizce olumlu etkiler seni. Sen neler düşünüyorsun?Ben aynı şeyi düşünüyorum. Olumlu etkileyeceğini düşünüyorum. Çünkü oyun kalitesi biraz daha yüksek olacak burada. O da çok büyük avantaj olacak benim için.
‘’2 yıldır evliyim ve performansımın yükselmesindeki en önemli etken de eşim’’demişsin.
Evliliğin, mutluluğun, İstanbul’daki yaşantından da bahseder misin?2 yıllık evliyim. Çok güzel bir eşim var. Benim en büyük şansım. En büyük pay ona aittir. Onu da buradan öpüyorum.
Düzenli bir yaşam mı sağlıyor? Nasıl oluyor?Tabi, moralim en kötü düzeydeyken eve gittiğimde onun yüzünü gördüğümde, gözündeki gülümsemeyi gördüğümde her şeyi unutuyorum.
Gerçi sen iş olarak değil de daha çok eğlence olarak keyif olarak bakıyorsun futbola. Belki bu da işin güzel tarafı. O keyifli ortamın en güzel yönlerinden biri Türk Telekom Arena olacak senin için. Yeni bir stat 52.000 kişilik bir kapasite heyecanlandırıyordur seni herhalde?Benim gönlüm ilk maçımı Ali Sami Yen’de oynamak isterdi. Çünkü oranın atmosferi hiçbir yere benzemiyor. Çok stat dolaştım. Ama öyle bir stat görmedim. Türk Telekom Arena’ya da gidemedim. Aynı saatte bizimde kupa maçımız olduğu için.
Yoksa gelecektin.Evet. Kaçıramazdım öyle bir şeyi. Bakalım, ilk kez gideceğim. Büyük ihtimalle büyülü bir atmosfer olacak.
Sanki Ultraslan’dan biri ile konuşuyormuşuz gibi oldu. İlk kez gideceğim derken sahaya çıkacaksın, futbol oynayacaksın. Bir taraftarın içerdeki temsilcisi gibi konuşuyorsun. Saha içinde taraftarı temsil edeceksin sen de.Umarım layık olurum buna.
O zaman seni şöyle biraz daha tanıtalım. Kariyerin boyunca hiçbir genç milli takımda yer almamışsın, ama 17 Kasım 2010 tarihinde Hollanda’yla oynanacak hazırlık müsabakası için A Milli Takım’a davet edilmişti. Galatasaray’dayken bunu devamlı hale getirmek de çok daha kolay olacaktır. Ama biraz daha göz önünde olacaksın. Bu konuyla ilgili neler söylersin? Milli takım da hedeflerin arasındadır kuşkusuz.İlk hedefim zaten milli takım benim, bunu da Kasımpaşa’dayken yakalamış olmam belki de avantaj. Galatasaray’a gelmiş olmam da bunu kolaylaştıracaktır.
Hollanda’ya 1-0 kaybedilen mücadelede 83. dakikada oyuna dahil olmuştun. O heyecan nasıldı senin için?Biz Türk milleti olarak her ülkenin milli takımı onlar için önemlidir. Ama bu bizim için namus meselesi. O yüzden o forma her şeyden daha kutsal onu giymek mutluluk veriyor.
Kuşkusuz idolün Tugay Kerimoğlu’yla birlikte oynayacak olmanın keyfi olacak. Türk Telekom Arena’da oynamanın bir keyfi olacak. Gol attığında o sevinci nasıl yaşarsın acaba? İlk hangi tribüne koşarsın?Onunla ilgili bir şey söyleyemeyeceğim.
Hayal kuruyor musun bunlarla ilgili olarak?Ali Sami Yen’de Galatasaray maçına çıkarken Kasımpaşa formasıyla gol attığımda ne yapacağım şaşırdım açıkçası. İçimden hiçbir şey gelmedi. Görüntülerde de var zaten. O yüzden bir şey söyleyemiyorum. Çıldırabilirim de çok soğukkanlı da olabilirim.
Son olarak içinde seninde dahil olduğun taraftara ne mesaj verirsin?Onların Türk Telekom Arena’yı dolduracaklarına eminim. Bizde onlara istediklerini vermek için elimizden geleni yapacağız.
Muhteşem bir duygudur kuşkusuz, o duygularından başlayalım. Sağ bek oynadığın İzmir günlerinden hayalini kurduğun çocukluk takımın Galatasaray’a kadar geldin müthiş bir şeydir, rüya gibi bir atmosfer senin için. Nasıl anlatırsın o duygu yoğunluğunu?
Herhalde o formayı giyene kadar idrak edemeyeceğim bunu. Çünkü gerçekten enteresan duygular içindeyim. Hayal ettiğim, belki de rüyalarımda gördüğüm formayla mücadele etme şansı yakaladım o formayı ilk giydiğimde oluşacak hislerimi ben de merak ediyorum.
Zaten o formayı daha önce giymişsin. İnternette futbolcuyken değil, taraftarken bir Kadıköy deplasmanında, deplasman tribününde üzerinde sarı kırmızı formayla çekilmiş fotoğrafın var. Bu da gerçekten Galatasaraylı olduğunun göstergesi olarak duruyor.Profesyonellikten önce Galatasaraylı’ydım. Daha sonra profesyonel oldum. O yüzden duygularıma pek hakim olamıyorum açıkçası. Aslında pek doğru bir şey değil bu yaptığım ama, yapacak bir şey yok. Galatasaraylılık ağır basıyor.
Duygusallıkla profesyonellik, futbolculuk birleşince ortaya güzel şeyler çıkıyor. Taraftarların sürekli dile getirdiği mücadele gücü yüksek, takımı için her şeyi verebilecek futbolcu tipi belki sende bu şekilde tezahür etmiş olur.Umarım, zaten bunun için buradayım. Daha önce de söyledim bunu, forma umarım üzerime yakışır ve hak ettiği teri akıtırım.
Tek tek bakacak olursak Kasımpaşa döneminden başlamak istiyorum. Sıklıkla yedek kulübesinde geçen bir dönem var. Ama sonrasında Yılmaz Vural’ın gelişiyle beraber yine öncelikle tercih edilmiyorsun ama bir Beşiktaş mücadelesinde 35. dakikada oyuna giriyorsun ve bir daha o formayı üzerinden bırakmıyor, milli takıma kadar yükseliyorsun. O dönemle ilgili başlarsak, kariyerinle ilgili nasıl bir başlangıç oldu o günler?
Kasımpaşa’ya geldiğimde benim tarzımda oyuncuları sevmeyen bir hocayla çalıştım, o yüzden biraz şanssızlık oldu benim için ama daha sonra forma şansı buldukça onların da bana bakış açıları değişti. Sonra Yılmaz Hoca’nın gelişiyle her şey tam tersine döndü. Dediğiniz gibi bir Beşiktaş maçından sonra, dediğiniz gibi benim için çok önemli bir rakam olan 35. dakikadan sonra forma üstümden çıkmadı.
İzmirspor’da oynadın ve İzmirlisin aynı zamanda. Galatasaray’da da çok sayıda İzmirli var, arkadaşlık anlamında da sıkıntı çekmeyeceksin herhalde.Evet, hepsi daha önceden de çocukluk arkadaşım.
Özelliklerine baktığımız zaman, annen ve baban gazeteci, çok saygın bir meslek sahibi. Ama sen enişten sayesinde futbolcu olmuşsun. O futbolculuk hikayenden de bahsedersen camiaya biraz daha yakından tanıtmış olur seni.Eniştem Abdül Batur İzmir’de Narlıdere Belediye Başkanlığı yapıyor şu ara. Ben hep onu izleyerek büyüdüm, gerçekten çok yetenekli bir futbolcuydu. Orta sahada oynuyordu, pek yuvarlağın içinde çıkmazdı ama inanılmaz bir futbolcuydu. Onun sayesinde futbol aşkı doğdu ben de. Sonrasında da yine bir gazeteci aile dostumuz İsmail Özelçinler vasıtasıyla İzmirspor’a gittim. Bana gerçekten büyük bir iyilik yapmışlar.
‘’Para hırsıyla girmedim bu işe’’ demişsin bir röportajında. ‘’Her zaman zevk alarak oynadım, hala da öyleyim’’ diyorsun. Bu da yine Galatasaray’daki başarı kriterlerine bakarsak başarılı olman için önemli kriterlerden biri olarak görünüyor. ‘’Çocukken de zamanımın çoğunu evde değil, dışarıda top oynayarak geçirdim’’ demişsin.Çok şükür ailemin durumu hiçbir zaman kötü olmadı, o yüzden para hırsım yoktu. Şu anda da aynı şekilde. Aslında çok iyi bir profesyonel değilim, biraz amatör bir ruha sahibim. O yüzden Galatasaray’da olmak benim için çok büyük bir avantaj olacak.
Sana bu transfer teklifi geldiğinde duygusal nedenlerle, Galatasaraylı olduğun için seçimini yaptın. Futbola farklı bir bakış açın var. Başka hangi kriterler önemliydi, Galatasaraylılık yetti mi?Galatasaraylılık aslında Kasımpaşa’da olduğum için ikinci plandaydı. Onlar ne derse onu yapacaktım. Sağ olsunlar beni kırmadılar. Benim isteklerim doğrultusunda hareket ettiler. Onlara da buradan çok teşekkür ediyorum ve Galatasaraylı oldum.
Orta sahada oynadığın dönemlerdeki idolün Tugay Kerimoğlu, yine Galatasaraylılık söz konusu. Bu kez antrenörün olarak görev yapacak, o da sende farklı duygular uyandırıyordur.
Büyük bir avantaj benim için, çünkü Tugay Hoca’yı izleyerek büyüdüm. O futbolu bıraktığında gözyaşları dökenlerden bir tanesiydim. Çok şey kazanacağım ondan. İlk karşılaştığımda benim için efsane olması sebebiyle biraz heyecanlandım. Daha sonra hoca olarak bakacağım şu anda.
Türk futbolseverler aslında seni tanıyorlar, milli takıma kadar yükseldin. Hiddink’in de dikkatini çektin. Top kullanma becerisi olan, bu anlamda sivrilebilen hareketli bir oyuncusun. Kendini ifade etmeni istesen nasıl olur? Arkadaşların ya da otoriteler seni nasıl tanımlarlar?Benim en büyük avantajım geçen sezon çok tecrübeli çok kaliteli futbolcularla birlikte oynamış olmam. Murat Erdoğan olsun, Koray Avcı olsun, Cenk İşler olsun, Emre Toraman olsun gerçekten çok kabiliyetli ve çok tecrübeli insanlar. Belki de onların sayesinde milli takıma yükseldim. Çünkü onlar oynattılar beni. Hatalarımı söylediler, yapmam gerekenleri söylediler. Milli takıma kadar yükseldim.
Röportajlarından da demeçlerini aldım. Onlardan da sana sormak istiyorum. Mesela ‘’Alt yapılarda sağ bek oynadığım dönemde bile her sezon en az 10 golüm vardı’’ demişsin, iddialı bir açıklama. O zaman Galatasaray’da taraftarlar senden gol bekleyebilirler. Son dönemlerde aslında pek gol becerim yok. Onu geliştirmem gerekiyor.
Belki oyun anlayışıyla alakalıdır.O da olabilir.
Son dönemde Kasımpaşa’da pek iyi gitmedi.Onunla da ilgisi olabilir.
2. ligde oynadın, küme düştü Kasımpaşa görev yaptın. Şimdi de düşmeme mücadelesi veren bir takımdan geliyorsun ve bu sezon beklentilerin biraz uzağında kalmış olmasına rağmen her zaman zirveyi hedefleyen, şampiyonluk hedefleyen bir takıma geldin. Bu oyun mantalitesi bizce olumlu etkiler seni. Sen neler düşünüyorsun?Ben aynı şeyi düşünüyorum. Olumlu etkileyeceğini düşünüyorum. Çünkü oyun kalitesi biraz daha yüksek olacak burada. O da çok büyük avantaj olacak benim için.
‘’2 yıldır evliyim ve performansımın yükselmesindeki en önemli etken de eşim’’demişsin.
Evliliğin, mutluluğun, İstanbul’daki yaşantından da bahseder misin?2 yıllık evliyim. Çok güzel bir eşim var. Benim en büyük şansım. En büyük pay ona aittir. Onu da buradan öpüyorum.
Düzenli bir yaşam mı sağlıyor? Nasıl oluyor?Tabi, moralim en kötü düzeydeyken eve gittiğimde onun yüzünü gördüğümde, gözündeki gülümsemeyi gördüğümde her şeyi unutuyorum.
Gerçi sen iş olarak değil de daha çok eğlence olarak keyif olarak bakıyorsun futbola. Belki bu da işin güzel tarafı. O keyifli ortamın en güzel yönlerinden biri Türk Telekom Arena olacak senin için. Yeni bir stat 52.000 kişilik bir kapasite heyecanlandırıyordur seni herhalde?Benim gönlüm ilk maçımı Ali Sami Yen’de oynamak isterdi. Çünkü oranın atmosferi hiçbir yere benzemiyor. Çok stat dolaştım. Ama öyle bir stat görmedim. Türk Telekom Arena’ya da gidemedim. Aynı saatte bizimde kupa maçımız olduğu için.
Yoksa gelecektin.Evet. Kaçıramazdım öyle bir şeyi. Bakalım, ilk kez gideceğim. Büyük ihtimalle büyülü bir atmosfer olacak.
Sanki Ultraslan’dan biri ile konuşuyormuşuz gibi oldu. İlk kez gideceğim derken sahaya çıkacaksın, futbol oynayacaksın. Bir taraftarın içerdeki temsilcisi gibi konuşuyorsun. Saha içinde taraftarı temsil edeceksin sen de.Umarım layık olurum buna.
O zaman seni şöyle biraz daha tanıtalım. Kariyerin boyunca hiçbir genç milli takımda yer almamışsın, ama 17 Kasım 2010 tarihinde Hollanda’yla oynanacak hazırlık müsabakası için A Milli Takım’a davet edilmişti. Galatasaray’dayken bunu devamlı hale getirmek de çok daha kolay olacaktır. Ama biraz daha göz önünde olacaksın. Bu konuyla ilgili neler söylersin? Milli takım da hedeflerin arasındadır kuşkusuz.İlk hedefim zaten milli takım benim, bunu da Kasımpaşa’dayken yakalamış olmam belki de avantaj. Galatasaray’a gelmiş olmam da bunu kolaylaştıracaktır.
Hollanda’ya 1-0 kaybedilen mücadelede 83. dakikada oyuna dahil olmuştun. O heyecan nasıldı senin için?Biz Türk milleti olarak her ülkenin milli takımı onlar için önemlidir. Ama bu bizim için namus meselesi. O yüzden o forma her şeyden daha kutsal onu giymek mutluluk veriyor.
Kuşkusuz idolün Tugay Kerimoğlu’yla birlikte oynayacak olmanın keyfi olacak. Türk Telekom Arena’da oynamanın bir keyfi olacak. Gol attığında o sevinci nasıl yaşarsın acaba? İlk hangi tribüne koşarsın?Onunla ilgili bir şey söyleyemeyeceğim.
Hayal kuruyor musun bunlarla ilgili olarak?Ali Sami Yen’de Galatasaray maçına çıkarken Kasımpaşa formasıyla gol attığımda ne yapacağım şaşırdım açıkçası. İçimden hiçbir şey gelmedi. Görüntülerde de var zaten. O yüzden bir şey söyleyemiyorum. Çıldırabilirim de çok soğukkanlı da olabilirim.
Son olarak içinde seninde dahil olduğun taraftara ne mesaj verirsin?Onların Türk Telekom Arena’yı dolduracaklarına eminim. Bizde onlara istediklerini vermek için elimizden geleni yapacağız.
Özdilek: "İyi oynadık; ama kaybettik"
Antalyaspor yenildi; ama Teknik Direktör Mehmet Özdilek, oynanan oyundan memnun. Özdilek, futbolcularını ortaya koyduğu mücadele, istek ve coşkudan dolayı tebrik ederek, "Gelecek adına iyi sinyaller verdik. Beklemediğimiz anda bir gol yedik. Beraberliği yakalayabilseydik galibiyet golünü de bulabilirdik. Hedefimiz bundan sonraki her maçımızı kazanmak" dedi.
Antalyasporlu futbolcu Djiehoua ise kaybetmelerine rağmen iyi oynadıklarını ve oyunu beraberliğe taşımak için büyük bir çaba gösterdiklerini belirterek, Sivasspor maçını kazanarak, bu mağlubiyeti telafi etmek istediklerini dile getirdi.
Antalyasporlu file bekçisi Ömer Çatkıç ise, Gökhan Gönül'ün güzel bir gol attığını dile getirerek, "Gol pozisyonunda hatam yoktu" dedi.
Antalyasporlu futbolcu Djiehoua ise kaybetmelerine rağmen iyi oynadıklarını ve oyunu beraberliğe taşımak için büyük bir çaba gösterdiklerini belirterek, Sivasspor maçını kazanarak, bu mağlubiyeti telafi etmek istediklerini dile getirdi.
Antalyasporlu file bekçisi Ömer Çatkıç ise, Gökhan Gönül'ün güzel bir gol attığını dile getirerek, "Gol pozisyonunda hatam yoktu" dedi.
BARCELONA BARCELONA
Camp Nou'da oynanan mücadelede Barcelona, Racing Santander'i 3-0 mağlup etti.
Barcelona'ya galibiyeti getiren golleri 2. dakikada Pedro Rodriguez, 33. dakikada penaltıdan Lionel Messi ve 56. dakikada Andres Iniesta kaydetti.
Bu galibiyetin ardından Barcelona puanını 55'e yükseltirken, Racing Santander 20 puanda kaldı.
-MESSI'DEN ANNESİNE GOLLÜ KUTLAMA MESAJI
Öte yandan Barcelona'nın Arjantinli yıldızı Messi, attığı golden sonra formasının altına giydiği tişörtü göstererek annesine
Messi'nin, formasının altına giydiği tişörte "Doğum günün kutlu olsun anneciğim" yazdığı öğrenildi.
Bir Rumen daha
Galatasaray, transferlerini Rumen pazarından yapmayı sürdürüyor. Ara transferde Romanya'dan Culio, Zapata ve Stancu'yu transfer eden sarı kırmızılıların yeni hedefi Steaua'nın defansif orta saha oyuncuzu Eric Cosmin Bicfalvi. 22 yaşında futbolcu Romanya 21 yaşaltı milli takımının da formasını giyiyor. Genç futbolcuyu Hagi'nin ısrarla istediği ifade ediliyor.Sabahın 5'i... Kampta şok!
Trabzonspor-Ankaragücü maçı öncesi sarı lacivertli takımın kamp yaptığı otel sabaha karşı polislerin baskınına uğradı! Saat 05.00 sularında otele gelen emniyet güçleri, Ankaragücü'nde forma giyen Uğur Uçar'ı gözaltına almak istediklerini bildirdiler.
Ankaragücü kafilesinde büyük şoka neden olay sırasında sarı lacivertli kulübün yetkilileri emniyet güçlerini iknaya çalıştı. "Bugün Trabzonspor ile maçımız var. Uğur Uçar önemli bir futbolcumuz. Hem siz maçtan 12 saat önce bir futbolcumuzu götürürseniz bu olay başka yerlere çekilir, Trabzonspor'a malederler. Bırakın, maçta oynasın, gerekirse maçtan sonra ifade alırsınız" diyen Başkent külübü yetkilileri, polisleri ikna etmeyi başardılar.
MAÇTAN SONRA İFADEYE...
Sabah yaşanan bu olayın ardından Trabzonspor maçında 90 dakika forma giyen Uğur, daha sonra Ankaragücü Genel Müdürü Ender Yurtgüven ile birlikte ifade vermeye gitti. Önce hastanede sağlık kontrolünden geçirilen Uğur Uçar, daha sonra emniyete oradan da savcılığa gitti.
İŞTE OLAYIN NEDENİ...
Peki polisler Uğur Uçar'ı neden gözaltına almak istedi? İşte yanıtı:
İstanbul'daki bir sürücü kursuna evrakta sahtecilik yaptıkları gerekçesiyle dava açıldı. Kurstan ehliyet alanların arasında Uğur Uçar'ın da olduğu ortaya çıktı ve genç futbolcuya mahkemeye gelip ifade vermesi için tebligat gönderildi. Ancak Uğur Uçar'ın ifadesine göre, tebligat genç futbolcuya ulaşmadı. İstanbul Bakınköy'de görülen davaya ifade vermeye gelmemesi nedeniyle de Uğur Uçar'ın polisler nezaretinde ifadeye getirilmesi için karar alındı.
EHLİYETİNE EL KONULDU...
Ligtv.com.tr'nin edindiği bilgiye göre, savcılıkta ifade veren ve ne evrakta sahtecilik yapıldığından ne de mahkemeye çağrıldığından haberi olmadığını belirten Uğur Uçar, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Ancak Uğur'un ehliyetine de el konuldu.
Ligtv
Ankaragücü kafilesinde büyük şoka neden olay sırasında sarı lacivertli kulübün yetkilileri emniyet güçlerini iknaya çalıştı. "Bugün Trabzonspor ile maçımız var. Uğur Uçar önemli bir futbolcumuz. Hem siz maçtan 12 saat önce bir futbolcumuzu götürürseniz bu olay başka yerlere çekilir, Trabzonspor'a malederler. Bırakın, maçta oynasın, gerekirse maçtan sonra ifade alırsınız" diyen Başkent külübü yetkilileri, polisleri ikna etmeyi başardılar.
MAÇTAN SONRA İFADEYE...
Sabah yaşanan bu olayın ardından Trabzonspor maçında 90 dakika forma giyen Uğur, daha sonra Ankaragücü Genel Müdürü Ender Yurtgüven ile birlikte ifade vermeye gitti. Önce hastanede sağlık kontrolünden geçirilen Uğur Uçar, daha sonra emniyete oradan da savcılığa gitti.
İŞTE OLAYIN NEDENİ...
Peki polisler Uğur Uçar'ı neden gözaltına almak istedi? İşte yanıtı:
İstanbul'daki bir sürücü kursuna evrakta sahtecilik yaptıkları gerekçesiyle dava açıldı. Kurstan ehliyet alanların arasında Uğur Uçar'ın da olduğu ortaya çıktı ve genç futbolcuya mahkemeye gelip ifade vermesi için tebligat gönderildi. Ancak Uğur Uçar'ın ifadesine göre, tebligat genç futbolcuya ulaşmadı. İstanbul Bakınköy'de görülen davaya ifade vermeye gelmemesi nedeniyle de Uğur Uçar'ın polisler nezaretinde ifadeye getirilmesi için karar alındı.
EHLİYETİNE EL KONULDU...
Ligtv.com.tr'nin edindiği bilgiye göre, savcılıkta ifade veren ve ne evrakta sahtecilik yapıldığından ne de mahkemeye çağrıldığından haberi olmadığını belirten Uğur Uçar, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Ancak Uğur'un ehliyetine de el konuldu.
Ligtv
22 Ocak 2011 Cumartesi
Ülker İdman Raporu : 22 Ocak 2011 Cumartesi (Akşam)
Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı; bu akşam Florya Metin Oktay Tesisleri’nde yaptığı antrenmanla pazar günü Spor Toto Süper Lig’in ikinci yarı ilk maçında Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’da Sivasspor ile oynayacağı karşılaşmanın hazırlıklarını tamamladı.
Teknik ekibimiz Gheorghe Hagi, Tugay Kerimoğlu, Bogdan Vintila, Nezih Boloğlu ve kondisyoner Giovanni Melchiorre yönetiminde futbolcularımız saat 18.00’de Jupp Derwall Antrenman Sahası’nda bir araya geldiler.
Antrenman ısınma ve açma germe hareketleriyle başladı. Isınma hareketlerinin ardından 6'ya 3 top kapma çalışması yapan oyuncularımız daha sonra topla defans ve hücum olmak üzere pozisyon ve taktik çalışması gerçekleştirdi.
Antrenman son bölümünde dar alanda çift kale maç yapıldı.
Milan Baros kondisyoner Fatih Yıldız yönetiminde çalıştı. Çağlar Birinci fizyoterapist eşliğinde koşular yaptı. Gökhan Zan ile Juan Pablo Pino’nun tedavisine devam edildi.
Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı, antrenmanın ardından Florya Metin Oktay Tesisleri’nde kampa girdi.
Teknik ekibimiz Gheorghe Hagi, Tugay Kerimoğlu, Bogdan Vintila, Nezih Boloğlu ve kondisyoner Giovanni Melchiorre yönetiminde futbolcularımız saat 18.00’de Jupp Derwall Antrenman Sahası’nda bir araya geldiler.
Antrenman ısınma ve açma germe hareketleriyle başladı. Isınma hareketlerinin ardından 6'ya 3 top kapma çalışması yapan oyuncularımız daha sonra topla defans ve hücum olmak üzere pozisyon ve taktik çalışması gerçekleştirdi.
Antrenman son bölümünde dar alanda çift kale maç yapıldı.
Milan Baros kondisyoner Fatih Yıldız yönetiminde çalıştı. Çağlar Birinci fizyoterapist eşliğinde koşular yaptı. Gökhan Zan ile Juan Pablo Pino’nun tedavisine devam edildi.
Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı, antrenmanın ardından Florya Metin Oktay Tesisleri’nde kampa girdi.
F.Bahçe 'Gönül' aldı!
Spor Toto Süper Lig'de 18. hafta maçında Medical Park Antalyaspor sahasında Fenerbahçe'yi konuk etti.
Mardan Antalyaspor Stadı'nda oynanan mücadeleyi sarı lacivertli ekip 1-0 kazandi ve sezonun ikinci yarısına galibiyetle başlayarak moral buldu.
Fenerbahçe'ye galibiyeti getiren gol 41. dakikada Gökhan Gönül aşırtma golüyle geldi.
Fenerbahçeli futbolcular atılan gol sonrası, Ziraat Türkiye Kupası'nda Yeni Malatyaspor mağlubiyeti sonrasında ağır eleştirilere maruz kalan Aykut Kocaman'a giderek toplu bir biçimde gol sevincini yaşadı.
Lider Trabzonspor'un puan kaybettiği haftada Fenerbahçe puanını 36'ya yükseltti ve aradaki puan farkını 7'ye indirdi. Medical Park Antalyaspor ise 23 puanda kaldı.
Önümüzdeki hafta Fenerbahçe sahasında Trabzonspor'u ağırlarken; Medical Park Antalyaspor ise deplasmanda Sivasspor'a konuk olacak.
KOCAMAN'DAN OFANSİF 11
Sarı lacivertli ekipte Aykut Kocaman hücum hattında kadroda değişikliğe giderken; ilerde Alex, Niang ve Semih üçlüsüyle sahaya çıktı.
Fenerbahçe'de karşılaşmanın 18 kişilik kadrosuna giremeyen yabancı oyuncular Guiza, Bilica ve Cristian, mücadeleyi tribünden takip etti.
Medical Park Antalyaspor'da sakatlığı nedeniyle kadroya alınmayacağı açıklanan Mehmet Yılmaz'ın son yapılan kontrolde oynayabileceği ifade edildi ve son anda kadroya alındı. Bileğinden sakatlığı bulunan Necati Ateş de ilk 11'de yer aldı.
KALEYİ UZAKTAN YOKLADILAR
Karşılaşmanınilk 15 dakikasında ev sahibi takim , rakibi karşısında üstün bir oyun sergiledi. Tita'nın sol kanattan etkili paslarıyla sarı-lacivertili defansa zor anlar yaşatan Antalyaspor, şutlarda isabet bulamadı.
İlk 15 dakikalık bölümün ardındanoyunda dengeyi kuran Fenerbahçe, pozisyon bulmakta zorlandı. Sarı-lacivertliler Alex'in uzaktan şutları ile gol aradı.
Tita, Necati, Mehmet Yılmaz ile kaleyi uzaktan yoklayan Antalyaspor isabet sağlayamazken; Fenerbahçe ise genelde serbest vuruşlarla rakibi karşısında gol arasa da 40 dakikalık bölümde başarılı olamadı.
GÖKHAN GÖNÜL'DEN HARİKA BİR AŞIRTMA
İlk devrede birkaç pozisyon dışında tehlikeli atak olmazken; 41. dakikada sahneye çıkan Gökhan Gönültakımını öne geçiren golü kaydetti. Çalımlarla Antalyaspor ceza sahası önünde hareketlenen Gökhan Gönül'ün, Antalyaspor defans oyuncularının hatasından yararlanarak yaptığı aşırtma vuruşta, meşin yuvarlak Ömer Çatkıç'ın üstünden filelerle buluştu: 0-1
TOLGA ÖZKALFA GERİ PAS OLARAK DEĞERLENDİRDİ
İkinci yarıda Fenerbahçe kontratağa yönelik bir futbola dönerken; Antalyaspor ise baskısını artırmaya başladı. Özellikle sol kanatta Andre Santos'un boş bıraktığı bölgeden atak yapan Antalyaspor son vuruşlarda istediğini yapamadı.
Karşılaşmanın 59. dakikasında ilginç bir an yaşandı. Orta alanda Lugano ile Tita arasındaki mücadelede, ikioyuncu meşin yuvarlağa aynı anda vurdu. Kaleci Volkan kendisine gelen topu elle tutunca, hakem Tolga Özkalfa en direk serbest vuruş kararı verdi. Fenerbahçeli futbolcuların itirazı sonuç vermedi. Tita'nın ceza yayına doğru paslaşarak kullandığı en direk serbest vuruşu Necati ıskaladı ve Antalyaspor önemli bir ataktan oldu.
SEMİH-ÖZER DEĞİŞİKLİĞİ
Fenerbahçe teknik direktörü Aykut Kocaman 61. dakikada Semih Şentürk'ün yerine Özer Hurmacı'yı aldı. Orta alanı daha kalabalık tutmak isteyen Kocaman, Niang'ı forvet hattına çekti ve arkasında Alex'i oynattı.
POZİSYON VAR; AMA SONUÇ YOK
İkinci 45 dakikaoyun anlamında aktif bir tempoda geçmesine rağmen; pozisyonlara yansımaması maçın orta alan mücadelesi şeklinde geçmesine neden oldu. Sarı lacivertliler savunma dengesini bir an olsun bozmazken; rakip takım oyuncularına da ceza alanı içinde fazla şut şansı tanımadı. Kontrataklar ve duran toplarla farkı ikiye taşımak isteyen Fenerbahçe ise girdiği gol şanslarını değerlendiremedi. 90 dakika sonunda sarı lacivertliler Gökhan Gönül'ün güzel golüyle galibiyete uzandı.
İSTANBUL DIŞINDA 2. GALİBİYET
Bu sezon mücadele ettiği 3 kulvarda da İstanbul dışında yaptığı maçlarda oldukça kötü birperformans sergileyerek sadece 1 kez kazanan Fenerbahçe, Medical Park Antalyaspor karşısında galibiyete uzandı.
Sarı-lacivertliler, ligde, Ziraat Türkiye Kupası'nda ve Avrupa mücadelesinde İstanbul dışında yaptığı 11 maçta 7 mağlubiyet, 2 beraberlik ve 2 galibiyet aldı
Mardan Antalyaspor Stadı'nda oynanan mücadeleyi sarı lacivertli ekip 1-0 kazandi
Fenerbahçe'ye galibiyeti getiren gol 41. dakikada Gökhan Gönül aşırtma golüyle geldi.
Fenerbahçeli futbolcular atılan gol sonrası, Ziraat Türkiye Kupası'nda Yeni Malatyaspor mağlubiyeti sonrasında ağır eleştirilere maruz kalan Aykut Kocaman'a giderek toplu bir biçimde gol sevincini yaşadı.
Lider Trabzonspor'un puan kaybettiği haftada Fenerbahçe puanını 36'ya yükseltti ve aradaki puan farkını 7'ye indirdi. Medical Park Antalyaspor ise 23 puanda kaldı.
Önümüzdeki hafta Fenerbahçe sahasında Trabzonspor'u ağırlarken; Medical Park Antalyaspor ise deplasmanda Sivasspor'a konuk olacak.
KOCAMAN'DAN OFANSİF 11
Sarı lacivertli ekipte Aykut Kocaman hücum hattında kadroda değişikliğe giderken; ilerde Alex, Niang ve Semih üçlüsüyle sahaya çıktı.
Fenerbahçe'de karşılaşmanın 18 kişilik kadrosuna giremeyen yabancı oyuncular
Medical Park Antalyaspor'da sakatlığı nedeniyle kadroya alınmayacağı açıklanan Mehmet Yılmaz'ın son yapılan kontrolde oynayabileceği ifade edildi ve son anda kadroya alındı. Bileğinden sakatlığı bulunan Necati Ateş de ilk 11'de yer aldı.
KALEYİ UZAKTAN YOKLADILAR
Karşılaşmanın
İlk 15 dakikalık bölümün ardından
Tita, Necati, Mehmet Yılmaz ile kaleyi uzaktan yoklayan Antalyaspor isabet sağlayamazken; Fenerbahçe ise genelde serbest vuruşlarla rakibi karşısında gol arasa da 40 dakikalık bölümde başarılı olamadı.
GÖKHAN GÖNÜL'DEN HARİKA BİR AŞIRTMA
İlk devrede birkaç pozisyon dışında tehlikeli atak olmazken; 41. dakikada sahneye çıkan Gökhan Gönül
TOLGA ÖZKALFA GERİ PAS OLARAK DEĞERLENDİRDİ
İkinci yarıda Fenerbahçe kontratağa yönelik bir futbola dönerken; Antalyaspor ise baskısını artırmaya başladı. Özellikle sol kanatta Andre Santos'un boş bıraktığı bölgeden atak yapan Antalyaspor son vuruşlarda istediğini yapamadı.
Karşılaşmanın 59. dakikasında ilginç bir an yaşandı. Orta alanda Lugano ile Tita arasındaki mücadelede, iki
SEMİH-ÖZER DEĞİŞİKLİĞİ
Fenerbahçe teknik direktörü Aykut Kocaman 61. dakikada Semih Şentürk'ün yerine Özer Hurmacı'yı aldı. Orta alanı daha kalabalık tutmak isteyen Kocaman, Niang'ı forvet hattına çekti ve arkasında Alex'i oynattı.
POZİSYON VAR; AMA SONUÇ YOK
İkinci 45 dakika
İSTANBUL DIŞINDA 2. GALİBİYET
Bu sezon mücadele ettiği 3 kulvarda da İstanbul dışında yaptığı maçlarda oldukça kötü bir
Sarı-lacivertliler, ligde, Ziraat Türkiye Kupası'nda ve Avrupa mücadelesinde İstanbul dışında yaptığı 11 maçta 7 mağlubiyet, 2 beraberlik ve 2 galibiyet aldı
Kaydol:
Yorumlar (Atom)













